Küresel piyasalar, yükselen tahvil faizleri ve siyasi belirsizliklerle negatif seyrediyor

Küresel piyasalar

Küresel piyasalarda, enflasyon, resesyon ve yüksek faiz ortamına ilişkin endişelerle tahvil faizlerinde yükseliş devam ederken, mevcut risklere Avrupa’da siyasi belirsizliklerin de eklenmesi ile negatif bir seyir izleniyor.

Merkez bankalarının agresif para politikaları nedeniyle önde gelen ekonomilerin enflasyon kontrol altına alınmadan resesyona girebileceği ve güçlenen doların yaratacağı tahribata dair süregelen endişelerle tahvil piyasasından çıkışlar hızlanırken, ekonomik belirsizliklere İngiltere Başbakanı Liz Truss’ın istifa etmesinin ardından eklenen siyasi risklerle yatırımcı fiyatlamaları zorlaştı.

ABD’de dün açıklanan makroekonomik veri ve şirket finansal sonuçlarının karışık sinyaller vermesi de halihazırda kırılgan olan risk iştahının azalmasına ve pay piyasalarında dalgalanmaların artmasına neden oldu.

Öte yandan dün Philadelphia Fed Başkanı Patrick Harker, yıl sonuna kadar faiz oranının yüzde 4’ün oldukça üzerine çıkmasının muhtemel olduğunu belirterek, “Para politikasının değiştirilmesi için enflasyonda sürekli bir düşüş görülmesi gerek. Bu nedenle Fed’in politikası, bir süre daha kısıtlayıcı kalacak.” dedi.

Harker’ın açıklamalarının ardından 1-2 Kasım’daki toplantısında 75 baz puanlık faiz artırımına gitmesine kesin gözüyle bakılan Fed’in, aralıkta da faizleri aynı ölçüde yükselteceğine dair fiyatlamalar güçlendi.

Makroekonomik veri tarafında ise ABD’de haftalık işsizlik başvuruları 214 binle beklentilerin altında kaldı. Philadelphia Fed İmalat Endeksi de ekimde eksi 8,7 ile sektörde daralmanın sürdüğüne işaret etti. Öte yandan ABD’de ikinci el konut satışları eylülde yüzde 1,5 azalarak üst üste 8’inci ayda da düşüş kaydetti.

Bu gelişmelerle dün New York borsasında satıcılı bir seyir izlenirken, Dow Jones endeksi yüzde 0,30, S&P 500 endeksi yüzde 0,80 ve Nasdaq endeksi yüzde 0,61 değer kaybetti. ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,27 ile Haziran 2008’den bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Dolar endeksi ise dün dalgalı bir seyir izlemesinin ardından bugün yeniden 113,1’i test etti. ABD’nin endeks vadeli kontratları yeni güne de satıcılı başladı.

Avrupa tarafında dün İngiltere Başbakanı Liz Truss’ın istifa etmesinin ardından siyasi gelişmeler gündemin odağına yerleşti. Ülkede, iktidardaki Muhafazakar Parti’de yeniden başlayacak liderlik yarışı kapsamında eski Başbakan Boris Johnson ve eski Maliye Bakanı Rishi Sunak’ın adaylar arasında yer alması bekleniyor.

Truss’ın istifa etmesinin ardından İngiltere’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 3,75 ile 2 haftayı aşkın sürenin en düşük seviyesine gerilemesinin ardından, siyasi belirsizliklerin fiyatlamalara girmesi ile yüzde 3,91’de dengelendi. Sterlin/dolar paritesi ise 1,13 seviyelerinden 1,12’ye geriledi.

Jeopolitik risklerin de gündemden düşmediği bölgede, dün Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Ukrayna’daki savaşta kullanması için Rusya’ya insansız hava aracı gönderdiği gerekçesiyle İran’a yaptırım kararı aldı.

Öte yandan dün toplanan AB üyesi ülkelerin liderleri, doğal gaza tavan fiyat uygulanması konusunda anlaşma sağlayamadı. Bu gelişmelere karşın dün Avrupa borsalarında alıcılı bir seyir izlenirken, Almanya’da DAX 40 endeksi yüzde 0,20, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,76 ve İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,27 yükseldi. Avro/dolar paritesi dün 0,9850’ye kadar yükselmesinin ardından bugün 0,9770’te dengelendi.

Asya tarafında bugün açıklanan verilere göre, ultra gevşek para politikalarının sürdüğü Japonya’da enflasyon, artan ithalat maliyetleri öncülüğünde eylülde yıllık bazda yüzde 3 ile 8 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

Verinin ardından dolar/yen paritesi Ağustos 1990’dan bu yana ilk kez 150 psikolojik eşiğinin üzerine çıkarak 150,4’ü test etti. Artan fiyat baskıları ve yendeki değer kayıplarının hızlanması ile gelecek ay Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) güvercin duruşunda ince bir ayar yapabileceğine dair tartışmalar gündemde kalırken, her an doğrudan kur müdahalesi gelebileceğine dair beklentiler de güçlendi.

ABD’nin Çin’e karşı yapay zeka ve kuantum teknolojilerini kapsayan yeni kısıtlamalar planladığı haberleri de risk iştahının azalmasını beraberinde getirdi. Bu gelişmelerle Asya borsalarında haftanın son işlem gününde karışık bir seyir izlenirken, kapanışa yakın Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,4 yükseldi, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,3 ve Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 0,4 geriledi.

Yurt içinde dün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 150 baz puan düşürerek yüzde 12’den yüzde 10,50’ye indirdi. Karar metninde, azalan dış talebin toplam talep koşulları ve üretim üzerindeki etkilerinin yakından izlendiği belirtilerek, “Kurul, takip eden toplantıda da benzer bir adım atıldıktan sonra faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesini gündeme almıştır.” denildi.

TCMB’nin kararının ardından BIST 100 endeksi dün yüzde 0,53 artarak 3.900,85 puan ile tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirirken, gördüğü en yüksek seviye rekorunu da 3.942,54 puana taşıdı. Dolar/TL ise dün 18,5953 ile önceki kapanış seviyesinin hemen üzerinden kapanmasının ardından, bugün bankalararası piyasanın açılışında yatay hareketine devam ederek 18,5900’dan işlem görüyor.

Analistler, küresel çapta enflasyon ve resesyon endişeleri ile yeniden yükselen tahvil faizlerinin pay piyasalarını baskılamaya devam ettiğini belirterek, yurt içi piyasaların ise pozitif ayrıştığını söyledi.

Merkez bankalarının “şahin” para politikalarına ilişkin beklentilerinin güçlendiğine işaret eden analistler, bugün yurt içi ve Avro Bölgesi’nde tüketici güven endeksinin takip edileceğini, İngiltere’den gelecek siyasi haber akışının da yatırımcıların odağında olacağını bildirdi.

Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 3.800 puanın destek, 3.950 seviyesinin direnç konumunda bulunduğunu ifade etti.