Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu toplantı özetini yayımladı

tcmb merkez bankası lira enflasyon

TCMB, Para Politikası Kurulu toplantı özetini yayımladı.

“Enflasyon Gelişmeleri

1. Temmuz ayında tüketici fiyatları yüzde 1,80 oranında artmış, yıllık enflasyon 1,42 puan  yükselişle yüzde 18,95 olarak gerçekleşmiştir. Gıda ve enerji gruplarındaki artış bu gelişmede  belirleyici olurken, yıllık enflasyon hizmetlerde sınırlı bir şekilde yükselmiş, temel mal  grubunda ise bir miktar gerilemiştir. Temmuz ayında Türk lirası ılımlı bir seyir izlerken,  uluslararası enerji fiyatları artış göstermiş, enerji dışı emtia piyasalarında sınırlı da olsa  düşüşler sürmüştür. Buna karşın, gecikmeli etkiler ve tedarik zincirlerinde süregelen  sorunlar nedeniyle üretici enflasyonundaki yükseliş eğilimi devam etmiştir. Bu görünüm  altında, yıllık enflasyon çekirdek enflasyon göstergelerinden B’de yükselirken, C’de gerilemiş   göstergelerin yakın dönem eğilimlerindeki yüksek seviyeler korunmuştur.

2. Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları temmuz ayında yüzde 2,77 oranında artmış, grup  yıllık enflasyonu 4,93 puan yükselişle yüzde 24,92 olmuştur. Uluslararası tarımsal emtia ve  gıda fiyatlarındaki yüksek seviyeler, birikimli kur etkileri ve iklim koşullarına bağlı etkilere  ilave olarak belirli ürünlerdeki arz kısıtları gıda üretici enflasyonunu olumsuz yönde  etkilemiş, söz konusu artışların açılmayla birlikte tüketici fiyatlarına yansıdığı izlenmiştir. Yıllık  enflasyon işlenmemiş gıdada 7,03 puan artışla yüzde 25,73’e, işlenmiş gıdada ise 2,93 puan  artışla yüzde 24,13’e yükselmiştir. İşlenmemiş gıda fiyat gelişmeleri incelendiğinde,  mevsimsellikten arındırılmış veriler meyve fiyatlarında daha belirgin olmak üzere, taze  meyve ve sebze fiyatlarında aylık bazda önemli bir artışa işaret etmiştir. Süt fiyatları çiğ süt  referans fiyatlarındaki düzenlemeye bağlı olarak yükseliş sergilerken, iklim koşullarına bağlı  olarak yurt içi üretimi gerileyen bazı bakliyat kalemlerinde fiyat artışları izlenmiştir. İşlenmiş  gıdada ekmek ve tahıllar alt grubu, peynir ve diğer süt ürünleri ile işlenmiş et ürünleri  olumsuz ayrışmıştır. Dış fiyat baskıları nedeniyle katı ve sıvı yağlar bu dönemde öne çıkan bir  diğer alt kalem olmuştur.

3. Enerji fiyatları Temmuz ayında yüzde 6,19 oranında artarken, grup yıllık enflasyonu 4,23  puan yükselişle yüzde 21,51 olmuştur. Elektrik ve doğalgaz fiyatlarının bu dönemde sırasıyla  yüzde 15,01 ve yüzde 9,84 oranında yükselmesi, enerji grubu fiyat dinamiklerinde belirleyici  olmuştur. LPG’de ortaya çıkan fiyat artışı ihtiyacının bir kısmı eşel mobil sistemiyle  karşılanırken, bir kısmı fiyatlara yansıtılmıştır. LPG fiyatlarındaki artışa paralel olarak tüp gaz  fiyatları da yükselmiştir.

4. Temel mal grubu yıllık enflasyonu Temmuz ayında 0,70 puan düşüşle yüzde 21,22’ye  gerilemiştir. Türk lirasının bu dönemde görece ılımlı seyretmesi ithalat fiyatları kaynaklı  baskıları hafifletmiştir. Yıllık enflasyon dayanıklı tüketim mallarında düşerken, diğer alt  gruplarda yükselmiştir. Dayanıklı mal fiyatları Temmuz ayında yüzde 0,11 oranında  gerilemiş, yıllık enflasyon 3,68 puan düşüşle yüzde 27,18’e gerilemiştir. Bu gelişmede beyaz  eşya başta olmak üzere elektrikli ve elektriksiz ev aletlerinde süregelen aylık artışlara karşın,  mobilya fiyatlarındaki gerileme ve baz etkisi belirleyici olmuştur. Kısıtlamalara bağlı olarak  ılımlı bir seyir izleyen giyim ve ayakkabı grubu enflasyonu, açılma ile birlikte başladığı  yükseliş eğilimini bu dönemde de sürdürmüş ve alt grubun yıllık enflasyonu 1,51 puan artışla  yüzde 8,37’ye yükselmiştir. Dayanıklı tüketim mallarına kıyasla kur ve ithalat fiyat 2 gelişmelerine daha gecikmeli tepki veren diğer temel mallarda ise yıllık enflasyondaki  yükseliş devam etmiştir.

5. Hizmet fiyatları Temmuz ayında yüzde 1,32 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 0,29  puan artışla yüzde 13,75 olmuştur. Yıllık enflasyon lokanta-otel ve ulaştırma hizmetlerinde  yükselirken, kira kaleminde yatay seyretmiş, haberleşme ve diğer hizmetlerde ise  gerilemiştir. Normalleşme adımlarıyla birlikte lokanta-otel alt grubunda, gerek dışarıda  yenen yemek gerekse konaklama hizmetlerinde, Temmuz ayında da yüksek fiyat artışları  izlenmiştir. Yemek hizmetlerindeki olumsuz görünümde gıda enflasyonu önemli rol  oynamıştır. Bu dönemde ulaştırma hizmetlerinde fiyatlar nispeten yatay seyretse de, bir  önceki yıldaki düşük baz nedeniyle yıllık enflasyon yükselmiştir. Bu görünüm altında,temmuz ayında lokanta-otel dışında kalan hizmet fiyatlarında görece ılımlı bir seyir  kaydedilmiştir.

6. Alkollü içecek ve tütün grubu yıllık enflasyonu, geçmiş altı aylık ÜFE artışının maktu ve asgari  maktu vergilere yansıtılmamasının etkisiyle Temmuz ayında sınırlı bir gerileme göstermiştir.
7. Piyasa Katılımcıları Anketi Ağustos ayı sonuçları cari yıl sonu enflasyon beklentisinin yukarı,  gelecek on iki ay beklentisinin ise aşağı yönlü güncellendiğine işaret etmiştir. Buna göre, cari  yıl sonu enflasyon beklentisi 0,66 puan artışla yüzde 16,30’a yükselirken, gelecek on iki aya  ilişkin enflasyon beklentisi 0,14 puan düşüşle yüzde 12,48’e gerilemiştir. Mevcut durumda  gelecek yirmi dört aya ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 10,52 seviyesindedir.

Enflasyonu Etkileyen Unsurlar ve Riskler

8. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde aşılamanın hızlanması küresel  ekonomide toparlanma sürecini desteklemektedir. Öncü göstergeler, normalleşme adımları  ile birlikte, salgın kısıtlamalarından daha fazla etkilenen hizmetler sektörünün de imâlat  sektöründe hâlihazırda devam eden toparlanmaya eşlik ettiğine işaret etmektedir. Bununla  birlikte, aşılama programlarında ilerleme kaydeden ekonomiler kısıtlamaları hafifleterek  iktisadi faaliyette daha güçlü bir performans sergilemektedir. Diğer taraftan son dönemde  bazı virüs varyantlarının tekrar vaka artışlarına yol açması, salgın hastalığın seyrine ilişkin  belirsizliklerin küresel iktisadi faaliyet üzerinde yarattığı aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.

9. Küresel talepteki hızlı toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz  kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının  yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim  koşullarının küresel gıda fiyatları üzerine olumsuz yansımaları görülmektedir. Yükselen  küresel enflasyon ve enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki  etkileri önemini korumaktadır. Bir önceki PPK döneminden bugüne, bazı gelişmiş ülkelerde  aylık ve yıllık enflasyonda artışlar sürmüştür. Gelişmekte olan ülkelerdeki normalleşme  sürecinin devam ettiği ve bazı merkez bankalarının ilave sıkılaşmaya gittiği görülmektedir. Bu  görünüm, küresel finansal koşullarda artan belirsizliklere ve bir miktar sıkılaşmaya işaret  etmektedir. Küresel risk iştahındaki dalgalı seyir ve uzun vadeli tahvil faizlerinin seyrine  ilişkin belirsizlikler küresel finansal piyasalarda dalgalanmaya yol açmaktadır. Kurul, küresel  enflasyon baskılarının para politikalarında ve dolayısıyla küresel finansal piyasalarda veri  duyarlılığını artırdığı ve buna bağlı oynaklıkların görülebileceği yönündeki görüşünü  korumuştur.

10. İçinde bulunduğumuz PPK döneminde gelişmekte olan ülkelerden portföy çıkışları hisse  senedi piyasaları kaynaklı olmuş, borçlanma senedi piyasalarına ise sınırlı girişler  gözlenmiştir. Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklık ve küresel finansal  koşulların seyri gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarına ilişkin riskleri canlı  tutmaktadır.
3
11. Üretici enflasyonu, uluslararası emtia fiyatlarının gecikmeli etkileri, tedarik zincirlerinde  devam eden sorunlar ve yurt içinde enerji fiyatlarında yapılan düzenlemeler neticesinde
Temmuz ayında da yükseliş eğilimini sürdürmüştür. Bu dönemde enerji, ağaç ve mantar  ürünleri, imalat sanayine temel girdi sağlayan sektörlerden ana metal sektörü ile inşaat  sektörü ile bağlantılı metalik olmayan mineral maddelerde üretici fiyatlarındaki artışlar öne  çıkmıştır. Küresel ölçekte bakıldığında da, üretici fiyatlarının ulaştığı seviyelerin tüketici  fiyatları üzerinde baskı oluşturmaya devam etmekte olduğu izlenmektedir.

12. Ticari krediler ılımlı bir seyir izlemektedir. Son dönemde açılma ve ertelenmiş talebe bağlı  olarak artış gösteren bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için alınan makroihtiyati  tedbirlerin yeterliliği izlenmektedir. Kurul, bireysel kredilerin daha ılımlı bir büyüme  sergilemesinin, enflasyon görünümü ve dış denge üzerindeki riskleri sınırlamak için önemli  olduğuna dair yaptığı vurguyu korumuştur. Bu çerçevede, kredilerin seyri ve kompozisyonu  makroekonomik istikrar açısından yakından takip edilmektedir.

13. İkinci çeyrekte yurt içi iktisadi faaliyet güçlü seyretmiştir. Haziran ayında sanayi üretim  endeksi aylık bazda yüzde 2,3, yıllık bazda ise yüzde 23,7 oranında artmıştır. Böylelikle,  üretim ikinci çeyrekte ilk çeyreğe göre yüzde 1,6 oranında artarak gücünü korumuştur. Ciro  ve perakende satış hacmi endeksleri de Haziran ayında açılma etkisiyle kuvvetli artış  kaydetmiştir. Bununla birlikte, imalat sanayi yurt içi reel ciro endeksi ve perakende satışlar  ikinci çeyrekte bir önceki çeyreğe göre gerilemiştir.

14. Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte dış talebin de etkisiyle güçlü  seyrettiğine işaret etmektedir. Yüksek frekanslı veriler, hareketliliğin artmasıyla, salgından en  çok etkilenen hizmet kalemlerinde hızlı bir toparlanma olduğunu göstermektedir. Nitekim  kartla yapılan harcamalara ilişkin haftalık verilere göre, kısıtlamalardan daha çok etkilenen  hizmet sektörleri ile perakende ticarete konu olan kalemlerde artış oranları daha yüksek  gerçekleşmiştir. Güven endeksleri açılmayla birlikte Haziran ve Temmuz aylarında genele  yayılan artışlar gösterirken, bu toparlanmada hizmetler sektörü öne çıkmıştır. Aşılamanın  toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından olumsuz etkilenen hizmetler ve turizm  sektörlerinin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine  olanak tanımaktadır.

15. Haziran ayında tarım dışı istihdamda gözlenen sektörler geneline yayılan artış ve katılım  oranındaki düşüşle birlikte toplam ve tarım dışı işsizlik oranları bir önceki aya göre 2,5 ve 2,7  puan azalarak sırasıyla yüzde 10,6 ve yüzde 12,3 olarak gerçekleşmiştir. Yüksek frekanslı  veriler, açılmanın etkisiyle birlikte işgücü piyasasında toparlanmaya işaret etmektedir. Bu  çerçevede, önümüzdeki dönemde hizmetler sektöründe istihdam artışları görülebileceği  değerlendirilmektedir. Ancak işgücüne katılım oranlarındaki artış, istihdam artışlarının işsizlik  oranlarına yansımasını sınırlayabilecektir.

16. Olumlu dış talep koşulları ve uygulanmakta olan sıkı para politikası cari işlemler dengesini  pozitif etkilemektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimi ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm  faaliyetlerini canlandırmasıyla yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesi  beklenmektedir. Cari işlemler dengesinde görülen iyileşme eğilimi fiyat istikrarı hedefi için  önem arz etmektedir. Kurul ayrıca, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın sürekliliği ve finansal  istikrar açısından cari işlemler dengesindeki seyrin önemine yaptığı vurguyu yinelemiştir.

Para Politikası

17. Para politikası duruşu, enflasyon görünümüne yönelik yukarı yönlü riskler dikkate alınarak,  temkinli bir yaklaşımla enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi ve fiyat istikrarı hedefine  ulaşılması odağında belirlenecektir. Bu doğrultuda politika duruşu, enflasyon gelişmeleri ve  enflasyon beklentileri dikkate alınarak dezenflasyon sürecini en kısa sürede tesis edecek ve
4 orta vadeli hedeflere ulaşıncaya kadar bunun sürekliliğini sağlayacak bir sıkılık düzeyinde  belirlenmeye devam edilecektir.

18. Son dönemde ithalat fiyatları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışların yanı sıra, talep  koşulları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları, açılmanın etkisiyle yaz aylarında enflasyonda  görülebilecek oynaklıklar ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama  davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir.

Uluslararası tarımsal emtia ve gıda fiyatlarındaki yüksek seviyelere ilave olarak, bazı  ürünlerde iklim koşulları kaynaklı arz yönlü etkilerin açılma etkileriyle birleşmesiyle Temmuz  ayında gıda fiyatlarında gözlenen artış, enflasyondaki yükselişte belirleyici olmuştur. Diğer  taraftan, parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri  gözlenmektedir. Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki  mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin yüzde 19  düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.

19. Enflasyonun kısa dönemde, başta emtia fiyatları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar olmak  üzere arz ve talep yönlü çeşitli unsurların etkisiyle oynak bir seyir izlemesi beklenmektedir.
Enflasyonda kısa vadede görülebilecek oynaklıkların ana eğilime yansımaları para politikası  duruşu açısından yakından izlenecektir. Sıkı parasal duruş  enflasyon beklentileri, fiyatlama  davranışları ve finansal piyasa gelişmeleri bağlamında dışsal ve geçici oynaklıklara karşı  önemli bir tampon işlevi görecektir.

20. TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya  devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta  vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza  edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.
21. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para  ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin  kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu  etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir  şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

22. Kredi piyasası ve iktisadi faaliyete ilişkin göstergelerin yanı sıra döviz kuru oynaklığı ve ithalat  fiyatlarındaki gelişmeler doğrultusunda enflasyon üzerindeki talep ve maliyet yönlü etkiler  önemini korumaktadır. Uygulanmakta olan sıkı para politikası, krediler ve iç talebi  sınırlayarak bir yandan talep yönlü unsurları kontrol altına alırken, diğer yandan da cari  işlemler dengesindeki iyileşmeyi desteklemektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülkelerdeki  para politikası ile küresel risk iştahına ilişkin görünüm, gelişmekte olan ülkelere yönelik  portföy akımları üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Kurul, para politikasında fiyat istikrarı  hedefi doğrultusunda finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten bir yaklaşım sergilemeyi  sürdürecektir.

23. Kurul, fiyat istikrarının sağlanması için, güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaşları  içeren bütüncül bir makro politika bileşimine ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesini  yinelemiştir.

24. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.”