Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonunun gün ve saatini açıkladı

Kacır

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, 17 Ocak’ta gerçekleşecek, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’yı Uluslararası Uzay İstasyonu’na taşıyacak projenin detaylarını anlattı

Ankara’da gazetecilerle bir araya gelen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonu ile ilgili detayları paylaştı.

Kacır’ın açıklamasına göre Türkiye’nin ilk astronotu, Pilot Albay Alper Gezeravcı’nın uzay yolculuğu 17 Ocak’ı, 18 Ocak’a bağlayan gece Türkiye saatiyle 01:11’de başlayacak.

Uluslararası Uzay İstasyonu’na gidecek olan Ax-3 mürettebatı, Gezeravcı’nın yanısıra ABD ve İspanya’yı temsilen misyon lideri Michael López-Alegría, İtalyan Hava Kuvvetlerinden Pilot Walter Villadei ve Avrupa Uzay Ajansı adına katılan İsveçli Marcus Wandt’tan oluşuyor.

“Bu bir turistik seyahat değil”

“Biz bu programı ilk günden itibaren bir bilim misyonu olarak tanımladık. Bu bir turistik seyahat değil” diyen Fatih Kacır, ilk çağrıya Mayıs 2020’de çıktıklarını, 30 bine yakın ön başvuru geldiğini, bu başvurulardan 800’ünün ilk etapta “aday olarak” seçildiğini belirtti.

Çok kapsamlı sağlık taraması, psikolojik ve fiziksel testler sürecinden geçildiğini, bu sürecin Nasa ve Axiom ile birlikte yürütüldüğünü ifade eden Bakan Kacır, “Testlerin önemli bir kısmını Türkiye’deki alt yapılarda gerçekleştirdik ve nihayetinde iki aday tespit ettik. İlki bir Türk Hava Kuvvetleri pilotu olan Alper Gezeravcı. Diğeri de Roketsan mühendisi Tuva Cihangir Atasever” ifadelerini kullandı.

Muşlu ortaokul öğrencilerinin projesi de uzaya gidiyor

Haziran 2022’de de “bilimsel teklif çağrısına” çıktıklarını hatırlatan Sanayi ve Teknoloji Bakanı, üniversitelere mektuplar gönderilerek uzayda gerçekleştirilmesini arzu ettikleri projeleri teklif edebileceklerini söylediklerini açıkladı.

TÜBİTAK ve Türkiye Uzay Ajansı’nın projeleri değerlendirildiğini söyleyen Kacır’a göre 50’ye yakın projeden 13 proje seçildi.

Bu projelerden bir tanesi diğerlerinden farklılaşıyor ki o da Muş Bilim ve Sanat Merkezi’nden gelen teklif.

Kendilerinin telefonla ulaştığını belirten Kacır, “Muş Bilim ve Sanat Merkezi’nin ortaokul öğrencileri, Türkiye Uzay Ajansı’na ulaştılar. ‘Bir Türk astronotun uzaya gideceğini öğrendik. Bilimsel proje teklifi yapabilir miyiz?’ dediler. Öğretmenleriyle birlikte hazırladıkları proje teklifini Türkiye Uzay Ajansı’yla paylaştılar ve bu 13 projenin içerisinde Muş Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinin hazırladığı bu projede inşallah gerçekleşmiş olacak. Böylelikle Türk çocuklarının hayallerini uzaya inşallah taşımış olacağız” şeklinde konuştu.

Uzay misyonunda neler var?

Uzay misyonu ile ilgili, “2021’de ilan edilen 10 yıllık hedeflerimizi içeren ve tıpkı savunma sanayinde olduğu gibi uzay alanında da Türkiye’nin bir iddia sahibi ve tam bağımsız bir ülke olabilmesi için atacağımız önemli adımları ihtiva eden bir milli program” tanımlamasını yaptı.

Kacır’ın açıklamasına göre bu program kapsamında ay araştırma programı, uzaya erişim ve uzay limanı projesi, bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi, bir uzay teknoloji geliştirme bölgesinin Ankara’da kurulması, yeni nesil uydu geliştirme programını gerçekleştirmek gibi hedefler yer alıyor.

Uydu tarafında da önemli adımlar atılmasını hedeflediklerini belirten Bakan Kacır, “Bundan sonrasını hem stratejik uydu yatırımlarını gerçekleştirerek hem de yeni nesil uydu teknolojilerini geliştirmek üzere yeni oyuncuları sektöre kazandırarak hayata geçirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Dünyanın en büyük uzay kongresi Türkiye’de olacak

Dünyanın en büyük uzay kongresine ev sahipliği yapma konusunda yarışı kazandıklarını hatırlatan Kacır, Uluslararası Uzay Kongresi’nin 2026’da Antalya’da gerçekleşeceğini açıkladı

Ay misyonunun detayları

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır Ay’a misyonunun detayları ile ilgili de şunları söyledi:

Sayın Cumhurbaşkanımız milli uzay programını ilan etti. Hedefleri dünya kamuoyuna duyurdu. Hedeflerimizden biri, ay misyonunu gerçekleştirmek.

Ay misyonu, insanlı bir misyon değil. Biz Ay’a bir araç göndermeyi ve bunu 10 yıl içinde iki kez gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

Biz Türk’ün uzayla macerasını bugüne kadar maalesef alaya alarak filmlerde konu ettik. Bunu kişisel bir eleştiri olarak değil durum tespiti olarak söylüyorum: Komedyenlerimiz de Türk çocuklarının astronot olma hayaliyle dalga geçerek insanları güldürmeyi tercih ediyordu. Ama şimdi o dalga konusu edilen işler bir bir gerçeğe dönüşüyor.

Biz Ay programını sadece aya erişebilen ülkelerden biri olmak adına gerçekleştirmiyoruz. Ay’a erişmek muazzam bir teknolojik kabiliyet istiyor. Ay, Dünya’dan yaklaşık 380 bin km ötede. Ama biz sadece Ay’a erişmek için Ay programı gerçekleştirmiyoruz. Biz her projemizi kurgularken “Türkiye bu işten ne kazanır?” buna odaklanıyoruz.

Küresel uzay ekonomisi yıllık 600 milyar dolara ulaşmış durumda ve bu her yıl artıyor. Birkaç sene içinde 1 trilyon dolara gelecek uzay ekonomisi. Biz uzay ekonomisinden pay almaya taşıyoruz.

Burada da başkalarının yaptığından farklı neler yapabiliriz, nasıl onların önüne geçebiliriz?’in peşindeyiz? Ay programını da bu anlayışla hazırladık.

Pek çok ülke Ay programı gerçekleştiriyor ama geleneksel olarak kullanılan gelen sistemlerle sıvı yakıtlı roket motorlarıyla bu sistemleri geliştiriyorlar.

Biz ise halihazırda başka pek çok ülkenin sahibi olmadığı bir kabiliyete sahibiz.

Standford Üniversitesi’nde uzun yıllar öğretim üyeliği yapmış bir Türk bilim insanı, birkaç yıl önce Türkiye’ye döndü. Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde milli hibrit roket motoru geliştirme projesini başlattı. Arif Karabeyoğlu’ndan bahsediyorum. Bu proje kapsamında geliştirdiği milli hibrit roket motoruyla uzaya erişmeye başardı ve biz Ay misyonunun ilk etabında ilk fırlatmayı uluslararası işbirliğiyle gerçekleştireceğiz. Ancak dünya yörüngesinden Ay transfer yörüngesine milli hibrit roket motorumuzu ateşleyerek geçip nihayetinde ayağa erişmeyi hedefleyeceğiz. Ay etrafında, Ay’ın yörüngesinde de Ay’a ilişkin araştırmalar yapacağız. Bu sistemin pek çok kritik alt sistemini yine yerli ve milli olarak geliştireceğiz. Bunu başarırsak giderek uzayda sayısı artan uyduların yörüngeler arası transferini gerçekleştirebilecek uzay sistemlerini geliştirmenin, başkalarının geliştirebileceğinden çok daha maliyet etkin şekilde geliştirmenin önünü açacağız.

Yani bunun bize hem stratejik bir kabiliyet hem de ekonomik bir değer getireceğini ümit ediyoruz.

İkinci etapta ise ilk fırlatmayı milli imkanlarla yapmayı ve ay üzerine yumuşak iliş gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

Biz bu projeyi ilk kurguladığımızda 2023 için bir hedef ortaya koymuştuk. Bu hedefe tarih itibariyle henüz erişemedik. Muhalefetten pek çok siyasetçinin “2023 geldi ne oldu? Ay’a gidecektiniz, gidemediniz” şeklinde meseleyi alay konusu yaptıklarına şahit olduk.

Her zaman söylüyorum. Siyasette yarışabiliriz, rekabet edebiliriz. Ama bu projeler Türkiye’nin milli projeleri.

Biz bu projelerde çalışan bilim insanlarının, mühendislerin, teknisyenlerin, hiçbirinin siyasi görüşünü ne biliriz ne merak ederiz. Bizim için aslolan Türkiye’ye çağ atlatacak milli projeleri hayata geçirmektir ve bunlar Türk milletinin ortak kazanımlarıdır. Türkiye’nin ortak kazanımlarıdır. Bu projeleri alay konusu etmek, dalga konusu etmek, kimseye bir şey kazandırmaz. Benim herkese tavsiyem, bu projelere sahip çıkmaları.

Projelerin zaman planı, her zaman ilk günkü şekliyle gerçekleşmeyebilir ama asıl olan bu projeleri gerçekleştirmekte olan bilim insanlarının, mühendislerin, teknisyenlerin arkasında güçlü şekilde durabilmektir.

Ay misyonunda kullanılacak aracın üretim aşamasına geçildi

Ekotürk’ün Ay’a gidecek insansız aracın Türkiye’de yapılıp yapılmayacağı ile ilgili sorusuna “Fırlatma yurt dışında olacak ancak Dünya yörüngesinden Ay yörüngesine geçiş ve Ay’a erişimde kendi geliştirdiğimiz uzay aracını kullanacağız” dedi.

Bunun tasarım aşamasının tamamlandığını, üretim aşamasına geçildiğini söyleyen Kacır, “Hibrit roket motoru ürettik. Diğer bileşenlerin üretimini de önümüzdeki dönemlerde tamamlayacağız.”

TOGG üretimi 2024’te üç katına çıkacak

Türkiye’nin ilk yerli ve milli otomobili TOGG hakkında da konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır’ın açıklamasına göre 2023’te 19 bin 589 adet TOGG satıldı.

Kacır, 2024’te geçen yılın üç katı TOGG üretileceğinin öngörüldüğünü de sözlerine ekledi.

SUV modeli satışta olan TOGG’un Sedan Coupe modelinin ise 2025’te satışa sunulması bekleniyor.

Bakan Kacır, bunun yanında TOGG’un yüzde 51 olan yerlilik olanının 2026’da yüzde 68’e çıkartılacağını sözlerine ekledi. Açıklamaya göre batarya, elektrikli motor ve yazılımda yerlilik artırılacak.

“TOGG’un nihayeti hedefi, bir küresel marka olmak olmalı” diyen Fatih Kacır, “Sadece Türkiye’de satılan bir markanın güçlü bir marka olması asla mümkün olmaz. Dolayısıyla TOGG, bu yıl sonu itibarıyle Avrupa Birliği pazarına adım atmalı ve küresel bir marka olma yolunda ilerlemeli” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Gökçen Tuncer