Avrupa ekonomisi çareyi kurtarma fonlarında arayacak
Avrupa ekonomisi, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ekonomik etkileriyle mücadele edebilmek için çareyi kurtarma fonlarına başvurmakta buldu.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Kovid-19’un etkileriyle baş edebilmek için 1 trilyon avronun üzerinde bir kurtarma fonu kurulmasını teklif edecek. Burada en dikkati çekici olanı ise Almanya ve Fransa’nın 500 milyar avroluk kurtarma fonu kurulması teklifi oldu. AB Komisyonu’nun üzerinde çalıştığı kurtarma programının detayları 27 Mayıs’ta açıklanacak.
Almanya ve Fransa’nın 500 milyar avroluk kurtarma fonu teklifi salgından en çok etkilenen İtalya, İspanya gibi ekonomileri ilgilendiriyor. Fonun kredilerden ziyade hibe şeklinde olması öngörülüyor ancak 27 AB ülkesinin de bunda mutabık kalması gerekiyor ve Finlandiya, Hollanda ve İsveç, Danimarka gibi ülkelerin ikna edilmesinin zor olması bekleniyor.
Fonun, Kovid-19’un ekonomik sonuçları karşısında ne kadar etkili olacağı da tartışılan konular arasında yer alıyor.
Capital Ekonomics Kıdemli Avrupa Ekonomisti Andrew Kenningham, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede Almanya ve Fransa’nın toplam 500 milyar avroluk kurtarma fonu kurulması teklifinin önemli bir adım olduğunu belirterek, “Ancak bu fonun Kovid-19’dan en çok etkilenen İtalya gibi ülkelere faydası söz konusu ülkelerin Gayrisafi Yurt içi Hasılasının yüzde 2’sinden biraz daha fazla olacak” ifadelerini kullandı.
Kurtarma fonunun detayları üzerinde henüz mutabık kalınmamasına karşın fon için AB’nin 2021-2027 yıllarına yönelik bütçesi 2021-2027 dönemine ilişkin bütçesini içeren Çok Yıllı Mali Çerçevenin kullanılabileceğini aktaran Kenningham, fon kapsamında kaynakların üye ülkelere kredi yerine hibe şeklinde sunulabileceğini ülkelerin ihtiyaçlarına göre aktarılabileceğini dile getirdi.
Kenningham, anlaşma sağlanmadan önce kurulması teklif edilen fon üzerinde değişiklikler olabileceğini söyledi.
Almanya ve Fransa tarafından sunulan İtalya ve İspanya tarafından desteklenen fonun uygulanmasının tamamen engellenemeyeceğini belirten Kenningham, ancak AB’nin 27 üyesinin oy birliğiyle bir anlaşma olması gerektiğinin altını çizdi.
Avusturya’nın kaynakların hibe olarak dağıtılmasına karşı olduğuna dikkati çeken Kenningham, Finlandiya, Hollanda ve İsveç’in de aynı tavırda bulunabileceğinin altını çizdi.
Kenningham, kaynakların yarı hibe yarı kredi şeklinde de dağıtılabileceğine dikkati çekti. Fon kaynaklarının sağlayacağı faydanın kaynakların herkesin kullanabileceği şekilde nasıl paylaştırılacağına bağlı olduğunu belirten Kenningham, Kovid-19’un etkileriyle karşılaştırıldığında fonun kırılgan ülkelere faydasının az olabileceği öngörüsünde bulundu.
İtalya’da değinen Kenningham, fonun ülkeye tek faydasının borç ödeme maliyetindeki hafif bir azalma olabileceğini ifade etti.
Kenningham, Kovid-19 kaynaklı maliyetlerle karşılaştırıldığında ülkeler arası fon akımlarının zayıf kalacağının altını çizdi.
İkna kolay olmayacak
Berenberg Başekonomisti Holger Schmieding de 27 AB ülkesinin de kurtarma fonu üzerinde anlaşma sağlaması gerektiğini ancak Hollanda, Danimarka ve İsveç’i ikna etmenin kolay olmayacağını belirtti.
Schmieding, Fransa ve Almanya’nın teklifinin sonunda bir anlaşmanın temelini oluşturacağını ifade etti.
Bu teklifin daha cömert bir niteliğe sahip olduğunu dile getiren Schmieding, kaynakların uzun dönemli düşük faizli kredilerden ziyade hibe şeklinde ülkelere sunulacağını söyledi.