Avrupa Merkez Bankası tarihi dönemeçlerden birine giriyor
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) perşembe günü gerçekleştireceği toplantıda faizleri artırmasına kesin gözüyle bakılırken, ekonomik aktivitedeki yavaşlama ve enerji krizi nedeniyle bankanın zor bir dönemeçte olduğu kaydediliyor.
Avrupa’da enerji fiyatlarındaki hızlı yükseliş ve bu paralelde artan enflasyonist baskılar gündemin odağındaki yerini korurken, bölge ekonomilerine yönelik resesyon endişeleri de giderek artıyor. Avro Bölgesi’nde enflasyon ağustosta yıllık yüzde 9,1 ile tarihi zirvesini görürken, artan enflasyon baskıları karşısında ECB’nin bu ayki toplantısında faiz artırımına gideceğine kesin gözüyle bakılıyor.
ECB’nin 8 Eylül Perşembe günü gerçekleştirilecek toplantısında büyük olasılıkla 75 baz puanlık bir artırıma gitmesi beklenirken, analistler bankanın yapacağı faiz artırımının 50 baz puan da olabileceğini göz ardı etmiyor.
ECB en son temmuz ayı toplantısında 11 yılın ardından ilk kez faiz artırımına giderek, yüzde 0 düzeyinde bulunan refinansman faizini yüzde 0,50’ye, marjinal faiz oranını yüzde 0,25’ten yüzde 0,75’e ve mevduat için ödenen faiz oranını yüzde eksi 0,50’den yüzde 0’a yükseltmişti.
ING Group Başekonomisti Peter Vanden Houte, Jackson Hole toplantısında 75 baz puanlık potansiyel bir artış beklentilerini besleyen oldukça şahin yorumlar olduğunu vurguladı.
Güvercinlerin son zamanlarda nispeten sessiz olduğunu belirten Houte, bunun da ECB Yönetim Konseyinin genel görüşünün daha agresif bir duruşa ihtiyaç olduğu izlenimini verebileceğini ifade etti.
Houte, ”Ancak 50 baz puan artık kesinlikle kabul edilirken, ekonominin durumu göz önüne alındığında eylülde 75 baz puanlık bir artış isteyecek bir çoğunluk olacağını düşünmüyoruz.” dedi.
Avro Bölgesinin zaten muhtemel bir resesyonda olduğunu aktaran Houte, yeni siparişler gibi ileriye dönük göstergelerin zayıfladığını ve aynı zamanda gelecekteki üretim için iyiye işaret etmeyen bir stok birikimi bulunduğunu dile getirdi.
Houte, Avro Bölgesi’ndeki hanehalkının önümüzdeki çeyreklerde tüketimi aşağı çekecek olan enerji şokunun ardından satın alma gücünde keskin bir düşüş öngördüğünü kaydetti.
Aynı zamanda Avrupa’daki enerji yoğun şirketler üretimi durdurduğuna dikkati çeken Houte, ECB’nin tahminlerinde, Ukrayna’daki savaşın 2023’e kadar uzayacağını ve Rusya’nın enerji ihracatını tamamen keseceğini varsaydığı bir risk senaryosu sunmasının ilginç olduğunu aktardı.
Houte, bu senaryoda Avro Bölgesi ekonomisinin 2023’te yüzde 1,7 daralabileceğine yer verildiğini belirterek, ”İlginç olan şu ki, mevcut durum ECB’nin bu risk senaryosuna doğru kayıyor gibi görünüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya’nın Avrupa’ya gaz ihracatı şimdiden yüzde 70 civarında düştüğünü ve Ukrayna’daki savaşın hızlı bir şekilde sona erecek gibi görünmediğini ifade eden Houte, ”Bu nedenle, ECB’nin eylül ayı tahminlerinde, 2023 için parasal sıkılaştırmayı engellemeyecek, ancak kesinlikle çok agresif artışlara karşı çıkacak olan negatif büyüme tahmininde bulunmaması durumunda çok şaşırırız.” diye konuştu.
“Tipik bir ECB uzlaşmasıyla hem şahinler hem de güvercinler belli bir dereceye kadar baskın olabilir”
Berenberg Başekonomisti Holger Schmieding, tipik bir ECB uzlaşmasıyla hem şahinler hem de güvercinlerin belli bir dereceye kadar baskın olabileceğini belirtti.
ECB’nin 8 Eylül’de 50 baz puan artırım yaparak, aynı zamanda ekimde 50 baz puanlık bir artış hamlesi daha yapabileceğine dair imada bulunabileceğini ifade eden Schmieding, ”ECB’nin bunun yerine 8 Eylül’de 75 baz puanlık bir hamleye gitme olasılığını yüzde 40 olarak belirledik.” dedi.
Schmieding, ekim ayında 50 baz puanlık bir artış olması durumunda aralık ayında bir 50 baz puanlık bir hamlenin gelebileceğini aktardı.
Rabobank ECB ve Avro Bölgesi Makro Strateji Başkanı Elwin de Groot ise ECB’nin 75 baz puanlık artış yapacağı beklentisine sahip olduğunu ancak 50 baz puanlık bir olasılığın önemini koruduğunu dile getirdi.
Commerzbank Kıdemli Ekonomisti Michael Schubert de faiz artışının 75 baz puan olacağı öngörüsünde bulundu. Schubert, ”Kabul etmek gerekir ki, 50 baz puan da hiçbir şekilde göz ardı edilemez” değerlendirmesinde bulundu.