Çin’de yeni yuan kredileri ilk çeyrekte artış gösterdi

Çin Merkez Bankası (PBoC), 2025 yılının ilk çeyreğine ilişkin finansal verileri yayımladı.

Buna göre, ocak-mart döneminde bankalar ve finans kuruluşlarının verdiği yeni yuan kredilerinin toplamı 9,78 trilyon yuan (yaklaşık 1,34 trilyon dolar) oldu.

Yeni kredi miktarı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla artış göstererek kredi talebindeki canlılığı ortaya koydu.

En Büyük Pay İşletme Kredilerinde

Yılın ilk 3 ayında verilen kredilerin büyük bölümü işletmelere sağlandı:

• İşletmelere sağlanan krediler 8,66 trilyon yuan (1,19 trilyon dolar) olarak gerçekleşti.

• Hane halkına sağlanan krediler ise 1,04 trilyon yuan (140 milyar dolar) seviyesinde kaldı.

Bu veriler, Çin’de ekonomik büyüme stratejisinin üretim ve yatırımı destekleme yönünde sürdüğüne işaret etti.

Toplam Kredi Hacmi 265 Trilyon Yuanı Geçti

Mart 2025 sonu itibarıyla yuan kredilerinin toplam hacmi, 265,41 trilyon yuan (yaklaşık 36,40 trilyon dolar) seviyesine ulaştı. Bu rakam, yıllık bazda yüzde 7,4’lük bir artış anlamına geliyor.

Para Arzında Dikkat Çeken Farklılaşma: M2 Arttı, M1 Azaldı

Çin’de para arzı göstergelerinde ise farklı yönlü değişimler gözlendi:

• M2 para arzı (dolaşımdaki nakit ile vadeli ve vadesiz mevduatlar) yüzde 7 artış gösterdi.

• M1 para arzı (dolaşımdaki nakit ve vadesiz mevduatlar) ise yüzde 1,6 oranında azaldı.

Bu durum, tüketici harcamalarında temkinli bir görünüm olduğunu ve mevduatların büyük ölçüde vadeli hesaplara kaydığını gösteriyor.

Mevduatlarda Güçlü Artış: 13 Trilyon Yuana Yakın

Ocak-mart 2025 döneminde yuan cinsinden mevduatlarda da önemli bir artış yaşandı.

• Toplam mevduat artışı 12,99 trilyon yuan (yaklaşık 1,78 trilyon dolar) oldu.

• Bu miktarın 9,22 trilyon yuanlık kısmı (1,26 trilyon dolar) hane halkı mevduatlarından oluştu.

Çin Ekonomisi Finansal Genişlemeyi Sürdürüyor

Çin’de yılın ilk çeyreğinde gözlenen kredi ve mevduat artışları, ekonomiyi canlandırmaya yönelik teşvik politikalarının etkili olmaya başladığını gösteriyor. Ancak para arzı göstergelerindeki ayrışma, tüketici harcamaları ve yatırımlar üzerinde farklı etkilerin sürdüğüne işaret ediyor.