ERDOĞAN: MİLLİ PARALAR TİCARET KUR BASKISINI ORTADAN KALDIRACAKTIR

Erdoğan - ABD - Biden

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İkinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’daki Musevilere karşı yürütülen linç ve nefret kampanyasının  aynısına bugün Müslümanlar muhatap olmaktadır.

Tıpkı 1940’ların Avrupalı Yahudileri gibi Müslümanlar dışlanmakta, ötekileştirilmekte,  medya ve siyasetçiler eliyle bir günah keçisi haline getirilmektedir”  dedi.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi 36. Bakanlar Toplantısı, çevrimiçi olarak gerçekleştiriliyor. Toplantının açılışına canlı bağlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların bu sene sadece salgınla değil aynı zamanda batı  ülkelerinde yükselen İslam düşmanlığı ile de mücadele ettiğini  söyledi. Batı ülkelerinde yükselen Müslüman ve İslam düşmanlığına  dikkat çeken Erdoğan, “Bu ülkelerde yaşayan kardeşlerimize ait iş  yerleri, evler, ibadethaneler, okullar hemen her gün Neo Nazilerin  saldırısına maruz kalıyor. Müslüman kadınlar başörtülerinden dolayı  sokakta, çarşıda, otobüste, vapurda ya hakarete ya da fiili tacize  uğruyor.

Düşünce ve basın özgürlüğü kılıfı altında mukaddes  değerlerimiz çiğnenirken, Peygamber Efendimize yönelik alçakça  saldırılar düzenleniyor. Bugün lafa gelince demokrasiyi kimseye  bırakmayan birçok batılı devlette Müslümanlara yönelik hukuksuzluklar  sıradan bir vaka haline gelmiştir.

Hatta İslam ve Müslüman düşmanlığı  kimi Avrupa ülkelerinde bizzat devlet başkanı seviyesinde himaye  edilen bir politikaya dönüşmüştür. Açık konuşmak gerekirse, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’daki Musevilere karşı yürütülen linç ve  nefret kampanyasının aynısına bugün Müslümanlar muhatap olmaktadır.


Tıpkı 1940’ların Avrupalı Yahudileri gibi Müslümanlar dışlanmakta,  ötekileştirilmekte, medya ve siyasetçiler eliyle bir günah keçisi  haline getirilmektedir. Bu nefret furyasında sadece Müslümanlar değil,  etnik kimliği, dış görünüşü, kökeni, dili, dini farklı olan diğer  kesimler de nasibini almaktadır. Hiçbirimizin bu vahim tablo  karşısında sessiz kalma lüksü yoktur. İslam düşmanlığı ve yabancı  karşıtlığı ile mücadele etmek o topraklarda yaşayan kardeşlerimize  karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir. Milyonlarca insanımızın hak ve  hukukunu kifayetsiz siyasetçilerin ihtiraslarına kurban edemeyiz.


Irkçı medyanın tiraj kaygısının geleceğimizi zehirlemesine izin  veremeyiz. Hukuk ve demokrasi içinde, uluslararası platformları da  kullanarak, Batı’yı veba gibi saran kültürel ırkçılıkla mücadele etmek  durumundayız. Bunun yolu da güç birliği yapmamızdan geçiyor” diye  konuştu.

“Milli paralar ticaret kur baskısını ortadan kaldıracaktır”

“İslam ülkeleri olarak ne kadar çok üretirsek, ekonomimizi ne  kadar çok güçlendirirsek sözümüzün ağırlığı da o derece artacaktır”  ifadelerini kullanan ve bunun için ham madde veya yarı mamule dayalı  bir ihracat yapısı yerine katma değerli üretim ve ticarete dönük  adımların sıklaştırılması gerektiğini söyleyen Erdoğan,  “Tasarruflarımızı yatırımlara tahvil ederek hem kendi insanımızın  istihdamına hem de coğrafyamızın kalkınmasına katkıda bulunmalıyız.


Toplumlarımızı ve özellikle de gençlerimizi geleceğin dünyasına,  geleceğin teknik, ekonomik ve sosyal şartlarına en iyi şekilde  hazırlamalıyız. Son günlerde şu gerçeğin herkes tarafından idrak  edildiğine inanıyorum, geleceğin dünyasında faize ve tahakküme dayalı  mevcut ekonomik sistem yerini risk paylaşımının esas olduğu  katılımcılığa bırakacaktır. Uzun vadeli büyük alt yapı yatırımların  finansmanı için sukuk gibi ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması  önemlidir. Ayrıca milli paralarla ticaret gibi ekonomimiz ve  ticaretimiz üzerindeki kur baskısını ortadan kaldıracak özgü  çalışmalara hız vermeliyiz. Tüm bu hususlar için İSEDAK bize eşsiz bir  platform sunuyor. Korona virüs salgının başında İSEDAK Başkanı olarak  tüm üye devlet başkanlarımıza bir mektup yazarak bu sıkıntılı dönemden  daha da güçlenerek çıkacağımızı dile getirmiştim. Süreçte birçok  devlet başkanı kardeşimden çok müspet cevaplar aldım. Sizlerin  katkıları ile başlattığımız İSEDAK Covid Müdahale Programı’nın hayırlı  olmasını diliyorum. Türkiye olarak destek ve dayanışma çağrımızı  sadece sözde bırakmadık. Yaptığımız yardımlarla bilfiil gerçeğe  dönüştürdük. Talep eden tüm ülkelere ve uluslararası kuruluşlara ayrım  gözetmeksizin tıbbi malzeme ve ekipman desteğinde bulunduk. Şu ana  kadar 44’ü İslam dünyasından olmak üzere 156 ülke ve 9 uluslararası  kuruluşa yardımlarımızı ulaştırdık” şeklinde konuştu.


“Kudüs’e sahip çıkmak için İSEDAK kapsamında yeni bir proje  başlattık”


Kudüs’ün Hazreti Nebi’nin “Şayet oraya gidemez ve orada namaz  kılmazsanız bari oranın kandillerini aydınlatacak yağı gönderin”  diyerek ümmetine emanet ettiği mübarek bir belde olduğunun altını  çizen Erdoğan, Fiilistin meselesinin İİT’nin de kurulmasına vesile  olan yapı taşlarından birisi olduğunu söyledi. Erdoğan, “Kudüs’e sahip  çıkmak için İSEDAK kapsamında yeni bir proje başlattık.

İSEDAK Kudüs Programı ile hem burayı ekonomik olarak güçlendirmeyi hem de Kudüs  halkının sosyoekonomik şartlarını bir nebze olsun iyileştirmeyi  hedefliyoruz. Filistinli kardeşlerimizin refahını artıracak bu  programa siz üye ülkelerimizin de gerekli desteği vereceğine  inanıyorum. Kudüs’e yönelik tacizlerin arttığı, işgalci İsrail  rejiminin saldırılarını yoğunlaştırdığı bir dönemde bizim dayanışmamız  çok önemlidir. Aramızda birlik, beraberlik ve etkin bir işbirliği
Filistin davasında da, diğer alanlarda da başarımızın anahtarı  olacaktır” ifadelerini kullandı.