Fed’in önümüzdeki sene faiz artırması kaçınılmaz duruyor
ABD ekim ayı enflasyonu beklentilerin ötesinde artış kaydederek %6.2 oranında gerçekleşti ve 1990 yılından bu yana en yüksek seviyede açıklandı.
Bu sayede enflasyonun geçici olmayacağı endişeleri de güçlü bir şekilde artmış oldu. Kasım ayı FOMC toplantısında FED, karar metnine enflasyonun geçici olduğu ibaresini eklese de daha önce hem bölgesel FED başkanları hem de bizzat FED Başkanı Powell, enflasyonun geçici olmayabileceğine yönelik ifadelerde bulunmaktaydı. Karar metnine ‘geçici’ ifadesinin girmesi ise daha çok politik bir adım olarak yorumlandı. 15 milyar dolarlık varlık alım miktarının kısıldığı bir toplantıda sert tonda şahin görüntü sunmamak adına kullanılmış bir ifade olarak olarak kabul edilebilir ‘geçici’ ifadesini. Enflasyon tüm dünyada endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Özellikle enerji maliyetlerinde ki artış, gıda fiyatlarında yükselişin devam etmesi, tedarik zincirinde negatif görüntünün sürüyor olması ve ABD özelinde ücret artışları enflasyonu destekleyen unsurlar olarak sıralanabilir. Aşağıdaki grafikte de net olarak enerji maliyetlerinde ki yükselişin enflasyonu destekleyen en önemli kalem olduğu görülüyor. Ayrıca çip sıkıntısı ve tedarik zincirlerinde yaşanan ciddi problemler ikinci el araç fiyatlarını yukarı yönde itmeye devam ediyor.
Tüm bu unsurlar dahilinde FED’in varlık alım miktarını önümüzdeki yılın ortalarında ( haziran gibi ) sonlandırması sonrası faiz artıracağı beklentileri doğal olarak güç kazandı. Bu noktada piyasanın enflasyonda yükselişin devam edeceği beklentileri bu sürecin en önemli parçalarından birisi… Ekim enflasyonu ile birlikte ABD 10 yıllık başabaş enflasyon beklentisi %2.63’den %2.70 seviyesine yükseliş kaydetti.
Enflasyon beklentilerinin güçlendiğini ölçen bir diğer unsur da ABD 30 yıllık enflasyona endeksleri tahvil getirilerinin -%0.57 seviyesine gerilemiş olması. Enflasyonda yükseliş beklentilerinin güçlenmesi sonucu enflasyondan korunma güdüsü ile enflasyona endeksleri tahvillere olan talep fiyatların artmasını beraberinde getiriyor. Fiyat ve getiri arasında ters orantı olması nedeni ile faizler gevşemeye devam ediyor.
Ekim enflasyon verisi ile varlık alımlarının Haziranda sonlanmasının ardından Temmuz ayında faiz artırım ihtimali şüphesiz güçlendi. Bölgesel FED Başkanlarının da gerçekleştirdiği konuşmalarda önümüzdeki yıl iki faiz artırımına kapıyı aralayan cümleler kurduklarını takip ediyoruz. FED Başkanı Powell da enflasyon riskinin görülmesi durumunda ellerinde araçları olduklarını söyleyerek faiz artırımı ihtimalini masada tutmaya devam ediyor.
Tüm bu gelişmeler önümüzdeki dönemde ABD dolarının küresel ölçekte değer kazanmaya devam etmesinin önünü açacak gibi. Şimdilik doların anavatana dönmesinin henüz kapısı açılmış değil. Yalnız enflasyonda yüksek seyrin kalıcı olduğunun kabul edilmesi sonrası şahin tonda sözlü yönlendirmeler ve atılması muhtemel adımlar özellikle gelişmekte olan ülkeleri ( GOÜ ) zor durumda bırakacak gibi duruyor. Hem enflasyon hem de FED’in sıkı para politikası adına cin şişeden çıktı.