Fitch Ratings, Türk bankacılık sektörünün görünümünü ‘nötr’den ‘iyileşiyor’a revize etti

Fitch Ratings, Türkiye’nin geçen yılki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından daha geleneksel makroekonomik politikaları benimsemesinin ardından azalan dış finansman baskıları ve makro ve finansal istikrar riskleri nedeniyle Türk bankacılık sektörünün görünümünü ‘nötr’den ‘iyileşiyor’a revize etti.

Fitch yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’nin politika çerçevesine yönelik artan yatırımcı güveni, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) döviz rezervleri pozisyonunda iyileşmeye, daha düşük dolarizasyona ve bankaların dış finansmana daha iyi erişimine yol açmıştır. Sonuç olarak, sektörün yabancı para (YP) likit varlıklarının önemli bir bölümünü oluşturan bankaların TCMB ile yaptıkları döviz swapları önemli ölçüde azalmıştır. Tüm bu faktörlerin finansal istikrarı desteklemeye devam etmesi beklenmektedir” dedi.

Türk bankalarının borç ihracında son dönemde görülen artışın, dış finansman baskılarını azaltığına ve uluslararası yatırımcıların sektöre olan güvenini yeniden kazandığına işaret eden Fitch, “Türkiye’nin politika değişikliğinden bu yana bankaların risk primleri azalmış ve dış piyasalara erişim önemli ölçüde iyileşmiştir” değerlendirmesini yaptı.

Türk bankaları bu yıl çoğunluğu sermaye benzeri olmak üzere 6,5 milyar ABD doları tutarında YP dış borç ihracı gerçekleştirdiğine dikkat çeken Fitch, “Bankaların genel olarak yeterli sermayelendirme ve likidite tamponları göz önüne alındığında, daha fazla ihracın fırsatçı olmasını bekliyoruz. TCMB, daha ortodoks politikalara geçişin bir parçası olarak, bankaların strateji yürütme kabiliyetlerini engelleyen çeşitli makro ihtiyati düzenlemeleri gevşetme konusunda ilerleme kaydetmeye devam etmektedir. Özellikle, bankaların TL ve YP mevduat ve kredilerine kıyasla belirli seviyelerde menkul kıymet bulundurma zorunluluğu (‘menkul kıymet bulundurma zorunluluğu’) kaldırılmış ve döviz korumalı TL mevduatlar için yenileme zorunlulukları azaltılmıştır. Döviz kuru istikrarı beklentilerindeki iyileşmeyle birlikte azalan yurt içi YP talebine bağlı olarak döviz korumalı mevduat programındaki gevşemenin devam etmesini, ancak YP talebinin keskin bir şekilde artması halinde döviz kuru istikrarı ve döviz rezervleri üzerindeki potansiyel olumsuz etkiyi göz önünde bulundurarak kademeli olmasını bekliyoruz. Ayrıca, TCMB’nin yerli bankalarla yaptığı döviz takas işlemlerindeki düşüş nedeniyle yabancı karşı taraflarla yapılan döviz takas işlemlerine ilişkin yasal sınırlamaların da gevşetilebileceğini düşünüyoruz” dedi.

Bununla birlikte, Türkiye’nin mevcut politika bileşiminin enflasyonda kalıcı bir düşüş sağlama kapasitesi konusunda bazı belirsizliklerin devam ettiğini savunan Fitch, “Örneğin daha sıkı maliye ve gelir politikaları veya erken parasal gevşeme yoluyla politika tutarlılığının artırılamaması, yatırımcı güvenini azaltabilir. Ayrıca, sektör YP likiditesi, YP mevduat ve döviz korumalı mevduatın (toplam mevduatın %52’si) düşük olmasına rağmen hâlâ yüksek olması ve dış fonlamaya önemli ölçüde bağımlı olması nedeniyle risklerle karşı karşıya kalmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

“Sektör kârlılığı 2023’te yüksekti, ancak yasal kredi büyüme sınırları, daha yüksek fonlama maliyetleri ve makro politikanın yeniden dengelenme sürecini yansıtan ılımlı varlık kalitesi bozulması nedeniyle zayıflamasını bekliyoruz. Bununla birlikte, kârlılık tarihsel ortalamalara göre makul kalmalıdır” değerlendirmesini de yapan Fitch, sektörün sermaye yapısının yeterli olduğunu ve sermaye oranlarının düzenleyici hoşgörüden faydalanmaya devam etmekte olduğunu vurguladı. Fitch,”Genel olarak sağlam karşılık ayırma ve kârlılık tamponları, parasal sıkılaştırmanın etkisine dayanmak için yeterli olmalıdır” dedi.