Kızıldeniz’deki saldırılar küresel tedarik zincirini tehdit ediyor

Kızıldeniz

Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’den geçen ticari gemilere yönelik saldırıları artarken, dünyanın önde gelen küresel nakliye firmalarının rotalarını yeniden çizmek zorunda kalması küresel deniz ticaretini sekteye uğratıyor.

Küresel nakliye firmaları Kızıldeniz’deki seferlerini saldırılar nedeniyle askıya alırken, yeni rotalar çizmek zorunda kalıyor. Ticari gemiler, Kızıldeniz’e girmemek için rotalarını Ümit Burnu üzerinden Afrika’nın güney ucuna yönlendiriyor.

Küresel ticaretin yaklaşık yüzde 10’u Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan Süveyş Kanalı üzerinden yapılırken, her gün 50’den fazla gemi Süveyş Kanalı’ndan geçerek milyarlarca dolarlık malı Kuzey Avrupa, Akdeniz ve Kuzey Amerika’nın doğu kıyılarına taşıyor.

Ticari gemilerin Kızıldeniz’den farklı yolları tercih etmesinin seyahat sürelerini uzatacağı, gecikme ve maliyetlerde yükselişi beraberinde getireceği belirtiliyor.

Sektör analistleri, Husilerin Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nden geçen ticari gemilere yönelik füze ve drone saldırılarının küresel bir tedarik zinciri krizini tetikleyebileceğinden endişe duyuyor.

Şu ana kadar çoğunlukla mal taşımacılığını etkileyen sorun enerji sevkiyatlarına da sıçradı

Mısır’ın Süveyş Kanalı İdaresinden yapılan açıklamaya göre, 19 Kasım’dan bu yana 55 gemi rotasını Babu’l Mendeb Boğazı yerine Afrika’nın güney ucundaki Ümit Burnu’na yönlendirdi.

Dünyanın en büyük konteyner şirketi İtalyan-İsviçre ortaklı Mediterranean Shipping Company (MSC), Danimarka merkezli deniz nakliye şirketlerinden Maersk, Alman taşımacılık şirketi Hapag-Lloyd ve Fransız gemicilik şirketi CMA CGM, güvenlik durumunun kötüleşmesinin ardından Kızıldeniz’de tüm seferlerini askıya alan şirketler arasında yer alıyor.

Son olarak İngiliz enerji şirketi bp, Yemen’deki Husilerin ticari gemileri hedef almasının ardından Kızıldeniz’deki tüm tanker trafiğini durduracağını bildirdi. bp’den yapılan açıklamada, “Kızıldeniz’de gemicilik açısından kötüleşen güvenlik durumu ışığında bp Kızıldeniz’den tüm tanker geçişlerini geçici olarak durdurmaya karar verdi. Bu ihtiyati duraklamayı, bölgedeki gelişmelere bağlı olarak sürekli gözden geçireceğiz.” ifadeleri kullanıldı.

İngiliz enerji şirketinin kararı, şu ana kadar çoğunlukla mal taşımacılığını etkileyen sorunun enerji sevkiyatlarını da kapsayacak şekilde genişleyebileceği endişesine yol açtı. Bu durum ham petrol fiyatlarının da dün yüzde 2’nin üzerinde yükselmesine neden oldu.

Tayvanlı konteyner taşımacılığı ve nakliye şirketi Evergreen Marine de İsrail kargolarını kabul etmeyi geçici olarak durdurmaya karar verdiğini açıkladı. Şirketten yapılan açıklamada, gemilerin ve mürettebatın güvenliği için Evergreen Line’ın İsrail kargolarını kabul etmeyi geçici olarak durdurmayı kararlaştırdığı ve konteyner gemilerine bir sonraki duyuruya kadar Kızıldeniz’deki seyrüseferi askıya alma talimatı verdiği bildirildi.

Yeni bir tedarik zinciri krizinin ilk işareti olabileceğinden endişe duyuluyor

Kızıldeniz’de ticari gemilerin uğradığı saldırıların ve şirketlerin peş peşe aldığı kararların, küresel ekonomide yeni bir “tedarik zinciri krizinin” ilk işareti olabileceği belirtiliyor.

Saldırılar, küresel ekonomiye yönelik risk algısının güçlenmesiyle İsrail ve ABD üzerindeki baskıları da artırabilecek bir durum olarak yorumlanıyor.

ABD yönetimi, ay başında 3 geminin Yemen’de İran destekli Husiler tarafından saldırıya uğramasının ardından ABD’nin Kızıldeniz’deki ticari gemilere eşlik edecek bir görev gücü kurabileceğini açıkladı. İran ise ABD’nin Husilerin eylemlerine karşı Kızıldeniz’de uluslararası koalisyon kurması halinde “olağanüstü sorunlarla” karşılaşacağı uyarısında bulundu. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ise dün Kızıldeniz’de seyahat eden ticari gemileri Husilerin saldırılarından korumayı amaçlayan yeni bir görev gücü oluşturulduğunu duyurdu.​

Saldırıların ekonomik sonuçları

Rusya-Ukrayna savaşının ardından, Avrupa devletlerinin Rusya’dan enerji ithalatını büyük ölçüde azaltması ve Körfez bölgesindeki tedarikçilere yönelmesi nedeniyle Kızıldeniz’in önemi daha da arttı.

Saldırıların geniş kapsamlı ekonomik sonuçları bulunuyor. Buna göre, enerji ithalatında Kızıldeniz’in önemi Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte daha da artarken, rotanın Afrika’nın güneyindeki Ümit Burnu’na çevrilmesi halinde gemiler 4.000 deniz mili daha fazla yol kat ediyor. Bu durumda maliyetler artarken, teslimat süresi de uzuyor.

Uzmanlara göre, Ümit Burnu’nun kullanılması halinde konteyner gemilerinin teslimat süreleri yaklaşık iki hafta, tankerlerin ise bir hafta artıyor.

Öte yandan şirketler daha yüksek fiyatlara hazırlanmak zorunda kalırken, uzun mesafeli rotalarda standart konteyner (1 TEU) mevcut ortalama spot piyasa fiyatı olan 1030 dolara göre, yolun uzamasıyla şimdilik ithalatın standart konteyner başına 80 dolar, ihracatın ise 90 avro daha pahalı olacağı hesaplanıyor. Şirketler daha yüksek sigorta maliyetleri ile de karşı karşıya bulunuyor.

“Yeniden rota belirleme Süveyş geçişiyle karşılaştırıldığında yolculuk süresini 14 güne kadar artırabilir”

Uluslararası Deniz Ticaret Odası Çevre ve Ticaretten Sorumlu Kıdemli Yöneticisi John Stawpert, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Bir dizi şirketin Ümit Burnu çevresinden dolanarak yeniden rota belirleme kararı, ticareti etkileyecek ve emtia fiyatlarını bir dereceye kadar artıracaktır, çünkü yeniden rota belirleme Süveyş geçişiyle karşılaştırıldığında yolculuk süresini 14 güne kadar artırabilir ve bu da kaçınılmaz olarak ekstra maliyetleri beraberinde getirir.” dedi.

Aynı zamanda bölgede genel bir kaçma olmadığını ve nakliye şirketlerinin Kızıldeniz’den transit geçiş yapmaya devam ettiğine de işaret eden Stawpert, Husi operasyonlarının nispeten sınırlı bir bölgedeki güvenlik dinamiğinin “ateşli” olduğunu ve bölgede artan deniz kuvvetleri varlığının tehdidi geçişleri nispeten normal seviyelere döndürmeye yetecek kadar hafifletmesinin söz konusu olabileceğini ifade etti.

Stawpert, masum denizcilere yönelik uzun süreli saldırıların dünya ticareti üzerinde yaratabileceği etki göz önüne alındığında, daha fazla ülkenin dünya ticaretini korumak için bölgede konuşlanacağını ve bunun artık küresel bir ticaret ve güvenlik tehdidi haline gelmesi nedeniyle diplomatik baskının uygulanacağını umduklarını belirtti.

“Orta Doğu’daki çatışma tırmanırsa önemli tedarik zinciri zorluklarıyla karşı karşıya kalabiliriz”

Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü Kıdemli Uzmanı Adnan Mazarei ise Süveyş Kanalı’nın küresel tanker ticareti ve yük gemileri için önemli bir kanal olduğunu söyledi.

Mazarei, Süveyş Kanalı trafiğindeki aksamanın özellikle LNG ticaretinden kaynaklanan etkisinin önemli olacağını ancak bu durumun geçici olacağını düşündüğünü kaydetti.

Adnan Mazarei, “İsrail-Gazze Savaşı, özellikle Lübnan ve İran’ı kapsayacak şekilde tırmanırsa, aksamaların küresel tedarik zincirleri üzerinde ciddi etkileri olabilir ve önemli miktarda ticaretin rotasının Ümit Burnu çevresinden yeniden belirlenmesi gerekebilir.” dedi.

Çatışmaların tırmanması halinde bunun bir krize dönüşebileceğini belirten Mazarei, “Orta Doğu’daki çatışma tırmanırsa önemli tedarik zinciri zorluklarıyla karşı karşıya kalabiliriz.” diye konuştu.

Mazarei, kesin olmasa da Avrupa ve ABD’de enflasyonun düştüğünü, piyasalarda büyük merkez bankalarının gelecek yıl faiz indirimine gideceği yönünde bir beklenti olduğuna işaret ederek, “Enflasyon üzerindeki temel etkisinin çok ciddi olmasını beklemiyorum ancak çatışma yayılırsa ve özellikle Süveyş üzerinden LNG ve petrol trafiği durur veya önemli ölçüde azalırsa bazı baskılar olacaktır. Ancak şu anda ben bunların merkez bankalarının algılarını ve kararlarını gerçekten etkileyecek kadar ciddi olacağından emin değilim.” diye konuştu.

1 milyon dolarlık ekstra yakıt maliyetine neden olan bir rota değişikliği

Navlun piyasası analiz firması Xeneta Başanalisti Peter Sand ise söz konusu saldırıların konteyner taşımacılığında önemli bir aksamaya neden olduğunu belirterek, küresel tedarik zincirlerinin önemli bir arterinde yarı yarıya azalma olduğunu, pek çok nakliye firmasının geçişlerini askıya almayı ve bazı hizmetlerinin rotalarını Ümit Burnu’nu dolaşacak şekilde yeniden belirlemeyi tercih ettiklerini anlattı.

Sand, bunun Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı yerine Ümit Burnu üzerinden giden her gemi için 1 milyon dolarlık ekstra yakıt maliyetine neden olan bir rota değişikliği olduğunu kaydetti.

Bunun fiyatların FEU (40 feet’lik konteyner) başına 14 bin dolara çıktığı “Kovid yılları” gibi bir durum geliştirerek kontrolden çıkıp çıkmayabileceğine ilişkin soruya “hayır” yanıtını veren Sand, fiyatların en çok etkilenen ticaret yollarında mevcut seviyesinin 2 katına çıkarabileceğini, ancak bunun oranları FEU başına 4 bin dolara getirebileceğini aktardı.

Sand, tedarik zinciri krizinin zincirleme etkilerinin eğer sorun bir veya iki hafta içinde çözülmezse, büyük ihtimalle tüm dünyada hissedileceğine dikkati çekerek, “Bu pek olası değil ama imkansız da değil.” diye konuştu.