Kovid-19 salgınının başında gıdaya, sonra günlük ürünlere talep arttı

Türkiye Perakendeciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Düzgün, koronavirüs salgını sürecinde tüketicilerin mart ayında kuru gıdaya, nisanda ise raf ömrü kısa günlük ürünlere yöneldiğini söyledi.

Düzgün yaptığı açıklamada, olağanüstü durumlarda vatandaşın ilk olarak kendini garanti altına almak için gıda ve temizlik malzemeleri temin ettiğini dile getirdi.

Bu dönemde daha çok yiyeceğin düşünüldüğünü belirten Düzgün, bunun da kaçınılmaz bir durum olduğunu ifade etti.

İnsanların bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için gıdaya yüklendiğini vurgulayan Düzgün, “Şimdiye kadar yaklaşık 4 bin noktadaki hiçbir üyemizin stoğunda problem yaşanmadı. Depomuzda olan ürünü müşterimize ‘yok’ demedik.” diye konuştu.

Başta tüketicilerin stok konusunda tedirgin olduğuna işaret eden Düzgün, ilk 15 günün sonunda ise bunun yersiz olduğunun farkına varıldığını dile getirdi.

“Şu anda istemediğimiz kadar kolonya var”

Marketlerde her türlü tedbiri aldıklarını belirten Düzgün, İçişleri Bakanlığının genelgelerinin yanında aldıkları birtakım önlemlerle çalışanları ve müşterileri korumaya aldıklarını söyledi.

Düzgün, şöyle devam etti:

“Özellikle ilk vakanın ardından kolonyaya yönelim oldu. Bu dönemde 2 yılda sattığımız kolonyayı 2 ayda sattık. Üreticiler bu duruma hazırlıksız yakalandı. Ürün azalınca fiyat yükseldi. Müşteriye yüksek fiyatta satmamak için bir hafta ara verdik. Bu arada hükümet devreye girdi. Şu anda istemediğiniz kadar kolonya var. Markette fiyatı yükselen ürünlerin sebebi marketçi değildir. Çünkü marketçinin bir ürünün fiyatını kafasına göre yükseltmesi mümkün değil. Bir rekabet söz konusu. Ben yükseltirsem rakibim yükseltmez, o zaman satış yapamam…”

Düzgün, müşterilerin zamdan marketçiyi sorumlu tuttuğunu ama fiyat artışındaki sebebi ararken tedarik zincirindeki halkalara bakmak gerektiğini savundu.

Pandemi sürecinde tüketici alışkanlarını raporladıklarını belirten Düzgün, şu bilgileri verdi:

“Tüketici ilk hamlesini hijyenik ürünlere yaptı. Daha sonra en çok satan ürün un oldu. Aşırı bir taleple karşı karşıya kaldık. Şubat ayına göre martta un satışında yüzde 170’lik artış yaşandı. Makarnada ise yüzde 143’lük artış oldu. Aynı dönemde beyaz ette yüzde 56’lık, kırmızı ette yüzde 55’lik artış yaşandı. Sıvı yağda yüzde 75’lik, konserve ve salçada yüzde 45’lik artışlar var. Temizlik ürünlerinde de sıvı ve katı sabunlar yüzde 160 artış oldu. Kağıt ürünlerinde ise talep ikiye katlandı. Yüzey temizleyicisinde yüzde 90’lık artış oldu.”

Tatlıyı ve pastayı evde yaptık

Ömer Düzgün, nisanda ise tüketici taleplerinin değişmeye başladığını, geçen ay günlük ürünlere harcama yapıldığını söyledi. Düzgün, şunları kaydetti:

“Mart ayına göre kıyasladığımızda nisanda bakliyat satışı düştü. Makarnada şubatta ne sattıysak nisanda da onu sattık. Nisanda daha çok raf ömrü kısa günlük ürün satışı arttı. Yani normale dönüş oldu. Ramazanda tatlı ve pasta reyonlarında genelde artışlar olurdu ama bu sefer bunu görmedik. Bu durum aslında tatlı ve pastayı evde yaptığımızı gösteriyor. Nisanda, şubata kıyasla baharat yüzde 75 artmış, kırmızı et yüzde 80’lerin üzerine çıktı. Tüketicilerimiz Kovid-19’un başladığı mart ayında kuru gıdaya nisanda ise raf ömrü kısa günlük ürünlere yöneldi.”

Salgın sürecinde yerel marketlerinin öneminin anlaşıldığını dile getiren Düzgün, bu hizmetin birkaç markanın tekelleşmesiyle verilemeyeceğini ifade etti.

Yerel marketlerin tüketici ve devlet açısından “memleketin sigortası” olduğunu söyleyen Düzgün, bu dönemde marketlerin çalışanlarını işten çıkarmadığını, daha iyi hizmet vermek adına yeni istihdam da oluşturduklarını dile getirdi.