Kredi kartı kullanımı neden arttı? Uzmanlar, TCMB’nin raporunu değerlendirdi
TCMB raporuna göre, kredi kartı kullanımı son yıllarda hızla arttı ve bu artışta tüketici davranışlarındaki değişiklikler önemli bir rol oynadı. Uzmanlar ise Merkez Bankası’nın analizini değerlendirdi. Bankacılık Uzmanı Kerim Rota, kredi kartı kullanımındaki artışı enflasyon beklentileri ve genç nüfusun finansal sisteme entegrasyonu ile açıklarken İktisatçı Prof. Dr. Zahide Ayyıldız Onaran da artan kart kullanımını, tüketicilerin enflasyon beklentileri ve ekonomiye duyulan güvensizlikle ilişkilendirdi. Ayrıca, sıkı para politikası uygulamalarının toplumsal gerginlikleri artırabileceği konusunda uyarılarda bulunuldu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), geçtiğimiz günlerde yayımlanan ”Kartlı Harcama Tercihlerinde Son Dönem Eğilimler” başlıklı analizinde, kredi ve banka kartlarıyla yapılan harcamaların son yıllarda hızla arttığını ortaya koydu.
Söz konusu artışta, dijital kanalların yaygınlaşması, temassız ödeme yöntemlerinin kullanımının salgın döneminde hızla artması ve nakit taşımanın getirdiği maliyetlerin etkili olduğu belirtildi.
TÜKETİCİLERİN DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİĞİ ÖNE ÇIKTI
Analize göre, Türkiye’de kredi kartı harcamaları son yıllarda reel olarak iki kat artarken, banka kartı harcamalarında bu oran üç katına çıktı. Kartlı ödemelerin toplam hacmi ise 12,8 trilyon TL’ye ulaştı.
TCMB, kartlı harcamalardaki bu artışın sadece borçlanma eğiliminden değil aynı zamanda tüketici davranışlarındaki değişiklikten kaynaklandığını vurguladı.
Bu nedenle, kredi kartı kullanımı gibi geleneksel borçlanma göstergelerine dayalı değerlendirmelerin yanıltıcı olabileceği aktarıldı.
TCMB’nin kredi kartı raporunu Ekotürk’e değerlendiren Bankacılık Uzmanı ve Ekonomist Kerim Rota ise kart kullanımındaki artışı tek başına ödeme alışkanlıklarıyla açıklamanın yetersiz olduğunu ifade etti.
BEKLENTİLER HARCAMALARI ARTIRIYOR
Kredi kartı borçlanma maliyetlerinin yüksek olmasına rağmen kart kullanımının artmaya devam etmesini enflasyon beklentilerine bağlayan Rota, “Tüketiciler, kredi kartı faiz oranlarını aylık yüzde 4 civarında görüp makul bulabiliyorlar, ancak gerçek maliyetler yıllık yüzde 100’e yaklaşıyor. Enflasyon beklentileri yüksek olduğu için bu oran tüketicilere düşük görünse de uzun vadede ciddi bir yük yaratacak.” dedi.
“FİNANSAL SİSTEMDE YER EDİNME ÇABASI”
Rota, genç nüfusun finansal sisteme daha fazla entegre olmasıyla finansallaşma oranının arttığına dikkat çekerek, “Artık bankalarla tanışan genç nüfusun kredi kartı kullanımı doğal olarak artıyor. Bu, sadece borçlanma enstrümanı değil, finansal sistemde bir yer edinme çabası” ifadelerini kullandı.
Faizsiz taksit imkanları sunan kampanyaların da tüketicileri kredi kartı kullanımına teşvik ettiğini sözlerine ekleyen Rota, “Bu tür taksitlendirme seçenekleri borçlanma gibi gözükmese de harcama alışkanlıklarını önemli ölçüde etkiliyor” diye konuştu.
BORÇLANMA UYARISI
Önümüzdeki dönemde enflasyonda gerileme ile para politikasının sıkılaşacağını vurgulayan Kerim Rota, “Merkez Bankası ve bankaların tüketicileri bilgilendirmesi, hane halkının kredi kartı borçlanması konusunda daha dikkatli olması gerekiyor. Enflasyon düşse bile yüksek faiz oranları, borçlanmanın maliyetini artırmaya devam edecek.” değerlendirmesinde bulundu.
“EKONOMİYE GÜVENSİZLİK VE ENFLASYON BEKLENTİLERİ ETKİLİ”
Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zahide Ayyıldız Onaran da enflasyonist ortamın tüketici davranışlarını şekillendirdiğine işaret etti.
Tüketicilerin nakit kullanımını artık daha az tercih ettiğini çünkü günlük harcamalarda kredi ve banka kartlarının sunduğu kolaylıkların daha cazip hale geldiğini söyleyen Onaran, “Bunun yanında enflasyon beklentileri tüketicilerin bugünkü alımlarını hızlandırıyor. Çünkü yarın daha yüksek fiyatlarla karşılaşacaklarını düşünüyorlar. Bugün 1 liraya alınan bir malın yarın 5 liraya alınabileceği kaygısı, kredi kartı kullanımını artıran bir faktör.” diye konuştu.
Prof. Dr. Onaran, artan kredi kartı kullanımının sadece tüketici davranışlarının değişimiyle açıklanamayacağı, aynı zamanda ‘ekonomi politikalarına duyulan güvensizliği’ de yansıtabileceği görüşünü savundu.
Zahide Ayyıldız Onaran, “Tüketiciler, gelecekteki maliyetin daha yüksek olacağını düşündüğü için bugünden borçlanmayı göze alıyor. Ancak gelirlerinin enflasyon karşısında erimesi, kredi kartını bir çıkış yolu olarak görmelerine yol açıyor.” diyerek tüketicilerin içinde bulunduğu durumu özetledi.
“TOPLUMSAL ÇATIŞMALARI KÖRÜKLEYEBİLİR”
Merkez Bankası’nın sıkı para politikasıyla ilgili de görüşlerini paylaşan İktisatçı Zahide Ayyıldız Onaran, “Sıkı para politikası sabit gelirli vatandaşları derinden etkileyecek. Enflasyonla mücadele politikasının başarılı olabilmesi için kamu harcamalarının da sıkı bir denetimden geçmesi gerekiyor. Aksi takdirde sadece sabit gelirli vatandaşlara yansıyan bir yüklenme, toplumsal çatışmaları körükleyebilir.” uyarısında bulundu.
KART HARCAMALARINA YÖNELİK KISITLAMA GELEBİLİR
Onaran, aynı zamanda devletin maliye politikalarının sadece vergi politikası üzerine kurulmaması gerektiğini, bunun yanında kamu harcamalarında da şeffaflık sağlanmasının zorunlu olduğunu belirtti.
İktisatçı Ayyıldız ayrıca Merkez Bankası’nın bu kadar sıkı para politikası uygularken, kredi kartı harcamalarına yönelik bir düzenleme getirmesi ihtimalinin de ‘yüksek’ olduğunu söyledi.
TCMB’nin analizine ilişkin uzman değerlendirmelerine ek olarak tüketiciler de görüşlerini paylaştı.
“TAMAMEN BORÇ İÇİNDE YAŞIYORUM”
Berk K. adlı tüketici, kredi kartı ve banka kartı kullanımının gündelik yaşamında ne denli yoğun olduğunu şu sözlerle ifade etti:
“Giderlerimin %90’ını kredi kartıyla ödüyorum, sadece %10’unu nakit. Nakit ödeme yaptığım yerler de kredi kartının kabul edilmediği çok sınırlı yerler. Kredi kartı kullanmamın en büyük sebebi ise nakit taşımanın zorlukları ve ödeme kolaylığı.”
Kredi kartı borçlanmasındaki artışa değinen Berk K, “Kredi kartı borçlarım son birkaç yıl içinde inanılmaz arttı. 4 yıl önce borcum yoktu, şimdi neredeyse tamamen borç içinde yaşıyorum. Bu durum, artan maliyetler ve kredi kartına bağımlılıktan kaynaklanıyor.” diye konuştu.
“KREDİ KARTI OLMADAN GÜNLÜK İHTİYAÇLARI KARŞILAMAK İMKANSIZ”
Ekonomik koşulların kredi kartı kullanımını daha da yaygınlaştırdığını ifade eden Esra K. adlı başka bir tüketici ise kredi kartı kullanımını bir “zorunluluk” olarak değerlendirdi.
Bankalara olan borcunun sürekli arttığını ifade eden Esra K. şunları söyledi:
“Kredi kartı kullanımı, ödeme kolaylığı sağladığı kadar borçlanma ihtiyacıyla da alakalı. Günümüzde birçok ihtiyacımızı nakit olarak karşılayamıyoruz. Bankalara borçlanarak, kredi kartıyla günlük yaşamımızı sürdürüyoruz. Kredi kartı aidatları ve faiz ödemek her ne kadar can sıkıcı olsa da, bu artık bir mecburiyet haline geldi. Bankalara olan borçlarımız, artan fiyatlar ve enflasyon karşısında daha da büyüyor. Kredi kartı olmadan günlük ihtiyaçlarımızı karşılamak neredeyse imkânsız hale geldi.”
Haber: Remzi Akkök