Kuyumculuk sektöründen geçici olarak ’24 taksit’ talebi
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Atayık, “Sektör olarak koronavirüs nedeniyle biriken stoklarımızın eritilmesi kaydıyla 8 olan kredi kartına taksit miktarının, geçici bir süreyle 24 taksite çıkarılmasını talep ediyoruz.” dedi.
İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Mustafa Atayık, Sevgililer Günü ve Anneler Günü’nün pandemi dönemine gelmesi nedeniyle pek çok firmanın stoklarının şiştiğini belirterek, “Sektör olarak koronavirüs nedeniyle biriken stoklarımızın eritilmesi kaydıyla şu anda 8 olan kredi kartına taksit miktarının, geçici bir süreyle sınırlı tutulmak amacıyla 24 taksite çıkarılmasını talep ediyoruz.” dedi.
Atayık yaptığı açıklamada, 6 bin yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Türk kuyumculuğunun, iç piyasa büyüklüğü ve ihracattaki başarı grafiğiyle dünya liderliğine oynayan stratejik sektörler arasında yer aldığını söyledi.
Atayık, “Her yıl olduğu gibi 2020’ye büyük hedef ve vizyonla başlangıç yapan sektörümüz, 11 Mart’ta ilk koronavirüs vakasının görülmesinin ardından başlayan ve 2,5 ay süren pandemi sürecinden en olumsuz etkilenen sektörlerin başında geliyor.” dedi.
Bu süreçte dünyanın ilk AVM’si olarak kabul edilen ve mesleğin ticaret merkezi olan Kapalıçarşı’nın, tarihinde ilk kez 70 gün kapalı kaldığını hatırlatan Atayık, şunları kaydetti:
“Kuyumcukent, Vizyon Park, Yenibosna bölgesinde üretici ve toptancılar ve semtlerdeki mağazaların yüzde 95’i kapılarına kilit vurmak zorunda kaldı. Külçe altın ihracatı dışında altın takı ve mücevher ihracatı durma noktasına geldi. İç piyasada ise semtlerde küçük bir kısım perakende mağazalar açık olmasına rağmen işlemler yüzde 95 oranında düştü.
Sektörün kayıpları sadece bunlarla sınırlı değil. Pandemi sürecinde Türk kuyumculuğunun en büyük ticaret platformu olan İstanbul Mücevher Fuarı’nın son anda iptal edilmesi, fuara büyük üretimlerle hazırlanan firmaların sürece az nakit ve büyük stokla yakalanmasına neden oldu. Pandeminin devamında da firmaların düzenli olarak katılım gösterdiği Hong Kong, Las Vegas, Vicenza, Basel, Tayland fuarlarının gerçekleştirilmemesi ve iç pazarın kapalı olması nedeniyle kuyumcularda önemli bir stok birikti. İş hacmi açısından önem taşıyan Sevgililer Günü ve Anneler Günü’nün pandemi dönemine denk gelmesi nedeniyle istenen satış rakamlarının yakalanmaması sektörü olumsuz etkileyen faktör arasında sayılabilir.”
“Böyle bir adım atılırsa bir bayram havası yaşanacaktır”
Mustafa Atayık, 1 Haziran’da başlayan kademeli normalleşme ve düğün sezonunun başlayacak olması nedeniyle kuyumcuların son 3 aylık kayıplarını telafi etme ve stokları eritmesi için önemli bir fırsat doğduğunu vurguladı.
Atayık, şöyle devam etti:
“Öncelikle hükümet yetkililerine sektörümüze bu süreçte kısa çalışma ödeneği konusunda verdikleri destekten dolayı çok teşekkür ediyoruz. Kuyumculuk adı gereği, emekçileri unutulan bir meslek… Oysa ustasıyla, çırağıyla, atölyeleriyle yoğun emek gücü ve ustalık gerektiren bir meslek dalı. Ülkemizdeki 40 bin işletmede yaklaşık 350 bin kişi istihdam ediliyor. Vitrinlerde gördüğümüz altın takı ve mücevherler, 18 ayrı noktadan işlem gördükten sonra müşterilerimize sunuluyor.
Sektör olarak koronavirüs nedeniyle biriken stoklarımızın eritilmesi kaydıyla şu anda 8 olan kredi kartına taksit miktarının, geçici bir süreyle sınırlı tutulmak amacıyla 24 taksite çıkarılmasını talep ediyoruz. Böyle bir adım atılırsa sektörümüzün tüm birimlerinde gerçek anlamda bir bayram havası yaşanacaktır. Kuyumcularımız, yeniden rahat bir nefes alacaktır. Şu anda firmalarda fazla stok oluştuğu için sayıları 6 binden fazla olan atölyelere sipariş verilemiyor ve ticaret bir anlamda kilitlenmiş durumda. 24 aya çıkarılacak taksit fırsatının iç piyasaya önemli bir canlılık getireceğini söylemek mümkün. Daha önce mobilya ve turizm sektörü için öngörülen uzun vadeli taksit imkanı, kuyumculara da tanınırsa düğün hazırlığı yapan ancak yüksek altın fiyatları nedeniyle altın takı ve mücevher almakta zorlanan vatandaşlarımız için de önemli bir kolaylık sağlayacağına inanıyoruz.”
Uçuşlarda yeni bagaj uygulamasına düzenleme talebi
İKO Başkanı Atayık, 28 Mart’ta tarifeli uçuşlarını durduran THY’nin, yurt dışı uçuşlara yeniden başlayacağını, virüs salgını tedbirleri kapsamında uçuşlarda kabin bagajı kabul edilmeyeceğini hatırlattı.
Dizüstü bilgisayar, el çantası, evrak çantası dışındaki diğer her türlü eşyanın check-in işlemi sırasında bagaja verileceğini aktaran Atayık, bu durumun yüksek katma değerli üretimiyle dikkati çeken sektörün ihracatını olumsuz etkileyeceğini savundu.
THY’nin, benzer bagaj kısıtlamasını İstanbul’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan İstanbul’a ve Anadolu içinde gerçekleşecek tüm iç hat uçuşlarda da uygulayacak olmasının, özellikle düğün sezonunda kuyumcuların yapacağı pazarlama ve tanıtım çalışmalarını olumsuz etkileyeceğini aktaran Atayık, şöyle konuştu:
“İç hatlarda uçuşlar başladı. Fakat yeni uygulamayla dizüstü bilgisayar, el çantası, evrak çantası dışındaki diğer her türlü eşya check-in sırasında bagaja veriliyor. Bu uygulama, kuyumcu esnafını ürün taşıma konusunda sıkıntıya düşürdü. İç piyasanın canlanması ve tüketici taleplerinin karşılanması açısından kuyumcu esnafımızın muaf tutulması çok önemlidir.
Yeni düzenlemede 4 kilograma kadar, 40x30x15 santimetre boyutlarını da geçmemek kaydıyla taşınabiliyor. Bilindiği gibi sektörümüz, 2019 yılında gerçekleştirdiği 7,2 milyar dolarlık ihracatın ve ithalatın yüzde 95’ine yakın kısmını İstanbul Havalimanı’ndan yolcu beraberi taşıma şeklinde gerçekleştiriyor. Özellikle gerek Kuzey Afrika gerekse Dubai ve Irak gibi Orta Doğu ülkelerine mamul bazında yapılan ihracatın sevkiyatı, söz konusu ürünlerin yüksek değere sahip olmaları sebebiyle güvenlik ve kaybolma riskine maruz kalınmaması adına kabin bagajı ve ekstra koltuk hakları satın alınarak yolcu beraberinde ATA Karnesi’yle yapılıyor. Yolcu beraberi taşıma, özellikle kuyumculukta önemli ölçüde bir maliyet avantajı oluşturuyor. Örneğin, Dubai’ye yolcu beraberinde yapılan mücevher sevkiyatları için bu yılın mart ayına kadar kilogram başı maliyetler ortalama 50 dolar tutarındayken, aynı sevkiyatın kargo ile gerçekleştirilmesi durumda kilogram başı maliyetler ortalama 250-300 dolara kadar yükseliyor.”
“Bagaj sınırlaması ticaret faaliyetlerini oldukça zorlaştırıyor”
Mustafa Atayık, ikisi Londra Külçe Piyasası Birliği (LBMA) üyesi olan Türk rafineri firmalarının, hem yurt içinde hem de yurt dışından gelen hurda altınların işlenmesi ve standart külçe altın haline dönüştürülmesinde önemli rol oynadığını vurguladı.
Türkiye’ye 4 saatlik uçuş mesafesindeki ülkelerden Türkiye’ye rafine edilmek maksadıyla gelen standart dışı altınların da yolcu beraberinde taşındığını aktaran Atayık, şunları kaydetti:
“Tüm ticari taşıma faaliyetleri, ekstra koltuk ve kabin bagajı hakkı satın alımı şeklinde gerçekleştirilmekte olup yeni getirilen düzenlemede yer alan uçak içi bagaj sınırlaması, bu taşıma ve ticaret faaliyetlerini oldukça zorlaştırıyor. Yeni yapılacak düzenlemede, bağlı olduğu kuyumcu odalarından alınan belge sunularak uçak içine yolcu beraberinde uluslararası normlarda belirtilen kabin boy bagaj alımına imkan sağlanması, taşıma operasyonlarının CBBG (ekstra koltuk) ve kabin boy bagaj kullanımı şeklinde gerçekleşmesinin sağlanmasına yönelik düzenleme de bulunması sektörümüz açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca, kuyumculuk kapsamında ihracata konu olan ve içeriğinde ağırlıklı olarak tanıtım numunelerini bulunduran ürünler, seyahat boyunca kapalı şekilde muhafaza edildiğinden dolayı bulaş riski taşımıyor ve salgını tetikleyecek herhangi bir unsur barındırmıyor.”