Makine sektöründe ‘Kovid-19 reçetesi’ yerli üretim
TİAD araştırmasına göre, takım tezgahları sektörü Kovid-19 salgınından ciddi şekilde etkilenirken, sipariş iptalleri otomotivde yüzde 73, kalıpçılıkta yüzde 28, beyaz eşyada yüzde 22, havacılıkta yüzde 15 oldu.
Makine sanayisinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını dolayısıyla siparişler önemli ölçüde gerilerken, bu dönemde ortaya çıkacak fırsatların, yerli üretime ağırlık verilmesi halinde çok daha pozitif tablolar doğurabileceği belirtiliyor.
Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD), sanayide ana imalat malı olarak kullanılan ve “makineleri yapan makineler” olarak tanımlanan takım tezgahları sektörünün Kovid-19 salgınından etkilenme düzeyinin tespiti için araştırma yaptı.
Üyelerin katılımıyla gerçekleştirilen sektörel etki araştırma verilerine göre en çok sipariş iptalleri, “ana müşteri” durumunda bulunan ve aynı zamanda en önemli daralmayı yaşayan otomotiv, kalıpçılık, beyaz eşya, havacılık, medikal alanlarında gerçekleşti.
İptallerde yüzde 73 ile otomotiv sektörü başı çekerken, yüzde 28 ile kalıpçılık, yüzde 22 ile beyaz eşya, yüzde 15 ile havacılık, yüzde 13 ile makine, yüzde 7 ile medikal iptallerin en yoğun yaşandığı iş kolları oldu.
Katılımcılara göre, Türkiye’de eski iktisadi duruma dönülmesi yüzde 22 ile üçüncü çeyrekte, yüzde 3 ile dördüncü çeyrekte, yüzde 72 ile de 2021 yılında gerçekleşecek. Bu soruyu cevaplayanların yüzde 3’ü ise 2022 öngörüsünde bulundu.
“İyi bir hikaye mümkün”
TİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Varlık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sipariş iptallerine bağlı daralmaya ve krize rağmen işten çıkarma yapılmadığını, sektör olarak zor koşullara dayanırken de Kovid-19 salgınıyla gelen yeni normalde Türkiye’nin yeni bir hikaye yazması için çaba harcandığını söyledi.
Araştırma kapsamında üyelere krizin Türkiye ekonomisine etkisini sorduklarını aktaran Varlık, şunları kaydetti:
“Üyelerimizin yüzde 39’u 50 milyar doların üzerinde bir negatif etki beklerken, yüzde 30’u bu etkinin 26 ile 50 milyar dolar bandında gerçekleşmesini öngörmekte. Yüzde 31’inin tahmini ise negatif etkinin daha sınırlı kalacağı ve 11 ile 25 milyar dolar arasında olacağı şeklinde. Hangisi olursa olsun, bu senaryoların hiçbiri kabul edilemez. Ancak bütün bunların içinden iyi bir hikaye çıkarmak mümkün.”
Takım tezgahları sektörü ihracatının yüzde 80’ini oluşturan sac şekillendirme makineleri, presler, lazer ve plazma sac işleme makineleri üretimi konusunda oldukça iyi bir noktada bulunulduğuna işaret eden Varlık, şu değerlendirmede bulundu:
“Ancak CNC işleme merkezi, torna tezgahları ve taşlama gibi hassas işleme makineleri tarafında hala ithalatçı durumunda bulunmaktayız. Çin’den sonra Avrupa, ABD ve bizde kontrollü bir şekilde yeni normale geçiş süreci başladı. Dış ticaret ve fiyat bazlı rekabet yeni normal nedeniyle eskisi gibi olmayacak. Eskiden fiyattan ötürü tercih edilmezken, bugün pek çok pazara jeopolitik olarak çok daha yakın bir noktada bulunmamız, hastalığı kontrol altında tutmamız, yeni normale geçiş sürecini sağlık öncelikli olarak yürütmemiz gibi nedenler daha çok tercih edilmemizi sağlayabilir. Dolayısıyla bizim makine tarafındaki becerilerimizi diğer avantajlarımızla birleştirerek süreci çok doğru yönetmemiz gerekmekte. Bunu yapmamız halinde lider pazarlarımız olan ABD, Rusya, Polonya, Almanya ve Kanada başta olmak üzere 173 ülkedeki Türk makinesinin kullanım oranını artırabiliriz.”
“Yerli üretimle fırsata dönüştürülebilir”
Dünya tedarik zincirinde meydana gelecek kırılmalarla ortaya çıkacak fırsatların yerli üretime ağırlık verilmesi halinde çok daha pozitif tablolar doğurabileceğini dile getiren Varlık, sektörü daha da güçlendirecek adımların hızla hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Varlık, bu konudaki önerilerini şöyle sıraladı:
“Takım tezgahları üretimini artırmak için Almanya, Tayvan, Japonya, İspanya, İtalya’da başarıyla uygulanan kümelenme modelini Kocaeli, Bursa, İzmir, Konya’da hayata geçirebiliriz. Teknik üniversitelerin mühendislik fakültelerinde takım tezgahı mühendisliği bölümü açabilir, gelişim ve üretim sürecinin hızlı olabilmesi için sadece bu sektöre yönelik Ar-Ge ve Mükemmeliyet Merkezi kurabilir, yatırım finansman destekleri oluşturulabilir, üretilebilecek ‘yüksek teknolojili metal işleme takım tezgahları’ ile metalürji (malzeme) alanında da çalışmalar yapabiliriz. Bunların yapılması yüzde 15 olan yerli ve millilik oranını ilk etapta yüzde 25’e çıkarabilir.”
Fatih Varlık, ciddi fırsatlar barındıran sektörün, salgının getirdiği sorun ve sıkıntılarla tek başına başa çıkamayacağını söyledi.
Bu noktada destek beklediklerini belirten Varlık, sözlerini şöyle tamamladı:
“Dünyanın en gelişmiş teknolojik altyapı ve üretimine sahip ülkeleri olan Çin, Japonya, Almanya, Güney Kore ve ABD dünyanın aynı zamanda en güçlü takım tezgahı sektörüne sahip durumda bulunmaktadır. Takım tezgahları sektörü diğer sektörlerde oluşturduğu çarpan etkisiyle ciddi bir ekonomik değer oluşumuna katkıda bulunmaktadır. Sadece havacılık, savunma, otomotiv, beyaz eşya ve kalıpçılık gibi Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerine takım tezgahları sektörünün değer bazındaki katkısı 2019 yılında 21 milyar dolar olarak gerçekleşti. Geleceğe yön veren politikaları oluştururken kesinlikle dışarıda bırakılmaması gereken bir sektördür.”