‘Salgın evden çalışmanın da verimli olabileceğini gösterdi’

Simon-Kucher&Partners Direktörü Balıkçıoğlu, yeni tip koronavirüs salgınıyla başlayan sürecin evden çalışmanın da verimli olabileceğini gösterdiğini belirtti.

AA muhabirine değerlendirmede bulunan Simon-Kucher&Partners Direktörü Cem Balıkçıoğlu, normalleşme süreciyle birlikte işletmelerin yapması gerekenleri ve ekonomide karşılaşılacakları anlattı.

Evden çalışma döneminde verimin korunduğuna işaret eden Balıkçıoğlu, “Tekrar ofiste çalışma döneminde de verimlilik korunacaktır. Önemli olan işletmelerin çalışanlarının sağlığını koruyacak adımları atabilmesi. Değişimli ofis çalışması, düzenli dezenfeksiyon, toplantı odaları kullanımındaki değişimler hatta hava sirkülasyonu konusunda çözümler getirmeleri gerekiyor. Adaptasyonu zorlaştıracak en önemli faktör çalışanın kendini sağlık açısından tedirgin hissetmesi.” diye konuştu.

“Artık satış mağazada değil, her yerde”

Balıkçıoğlu, salgının her sektördeki etkisinin farklı olacağını belirterek, “Tüm sektörlerin ortak olarak dikkat etmesi gereken şey müşteri odağı. Değişen müşteri beklentilerine ve taleplerine ayak uydurulması gerekiyor. Geleneksel mağaza satış yapısı, müşteriye sosyal mecralar, online kanallar, akıllı telefonlar gibi müşteri alışkanlıklarının daha rahat takip edilebileceği ve buna bağlı aksiyonlar alınacağı yapıya bırakıyor. Artık satış mağazada değil, her yerde.” şeklinde konuştu.

Daha önce e-ticarete karşı dirençli olan müşterilerin de online alışverişi tercih ettiklerini belirten Balıkçıoğlu, şunları söyledi:

“Teknolojinin kullanım hızı her yaş aralığında artmış durumda. E-ticaret’e olan talebin artışı aynı zamanda bazı ürün gruplarında fiyatların artışını da beraberinde getirdi ve devam edecektir. Ev elektroniği, bilgisayar, hijyen ürünleri, bazı hızlı tüketim ürünlerinde fiyatlar eskisine nazaran yüksek seviyeleri koruyacaktır. E-ticaretteki ek kazancın lojistik sektörü ile doğru paylaşımı önemli. 13 ülkede yapılan araştırmada, katılımcıların yüzde 47’si önceki döneme kıyasla, kriz döneminde daha fazla online alışveriş yaptığını söylüyor. Çin özelinde bu rakam yüzde 67’ye çıkıyor. İtalya’da da online satışlar önemli ölçüde büyüdü. Güney Kore’de çevrimiçi perakende markası WeMakePrice’ın gıda ve sağlıkla ilgili satışlarının, şubatta yüzde 700’den fazla büyüdü.”

Türkiye’nin de benzer senaryoları göreceğini kaydeden Balıkçıoğlu, “Online kanala yönelim ciddi oranda arttı. Yiyecek-içecek sektörünün lider markalarından birinde, korona öncesi dönemde eve servisin yüzde 60 oranında olduğunu görüyorduk. Bu rakam kriz döneminde yüzde 75’e çıktı. Perakende sektöründe ise artış oldukça fazla. Perakende sektöründe çalıştığımız bir şirketin, online kanalı üzerinden gerçekleştirdiği satışların dört katına çıktığını gözlemledik.” diye konuştu.

E-ticaretin bir çok tüketici ürünleri sektörünün az ve ya çok bir parçası olduğunu aktaran Balıkçıoğlu, “Online kanalda esas atılım, ürün satışı için bir aracı kanal kullanan endüstrilerde olacaktır. Ve bu endüstriler artık, sadece ürün değil, servis+ürün satışını online kanallar üzerinden gerçekleştirebilirler.” dedi.

“Dünya ticareti değişimin sinyallerini veriyor”

Balıkçıoğlu, çeşitli sektörlerde üst düzey yöneticilerle yaptıkları bir araştırmada, işlerinin mevcut durumu ve geleceğe dair öngörüleri sorulduğunda yüzde 50’den fazlasının hafif karamsar, yüzde 10’unun ise karamsar olarak cevapladığını belirtti.

Kısa vadede cirolarında ne gibi bir etki beklendiği sorulduğunda yüzde 26’sının düşüş beklediğini ifade eden Balıkçıoğlu, şunları söyledi:

“Bu oran, uzun vadede yüzde 16. Çin’de açıklanan veriler de buna paralel. Şubatta Çin’de üretim sektörü ciroları yüzde 16,1 azaldı, ciro kaybı ile beraber kar kaybı çok ciddi boyutta yüzde -42,6. Değişimler ve etkiler sadece iç tüketimden kaynaklı değil. Dünyanın en büyük net ihracatçısı Çin, şubatta net ithalatçı konumundaydı. Ki böyle bir durum, 2008-2009 krizi dönemindeki herhangi bir ay gerçekleşmedi. Bu veriler dünya ticaretindeki değişimin sinyallerini veriyor. Büyük ihracat pazarlarının çoğu kısa dönemde birçok ülkenin ihracatını olumsuz etkileyecektir, orta vadede ise ülkeler yaşanan yerel ekonomik sıkıntıları düzeltebilmek adına ithalat yerine yerel üretimi destekleyeceklerdir.”

“Doğru analizle, Türk şirketleri ihracatta rüzgarı tersine çevirebilir”

Ülkelerin yüksek katma değer gördüğü sektöre öncelik vereceğini belirten Balıkçıoğlu, “Katma değerli ürünü otomotiv ağırlıklı olan ülkelerin otomotiv yan sanayi için daha çekici olabileceğini öngörebiliriz. Teknoloji olan ülkeler de elektronik ara malı ithalinin yükseleceğini öngörebiliriz. Benzer şekilde bir çok alt sektörü ile istihdam yaratabilecek inşaat sektörü de bazı ülkeler için doğru yatırım olacaktır. Doğru veri, doğru analiz ve doğru önceliklendirme ile birlikte Türk şirketleri ihracatta rüzgarı tersine çevirebilir.” dedi.

Şirketlerin bu dönemdeki en büyük ihtiyacının müşterilere yakın olabilmek olduğunu aktaran Balıkçıoğlu, “Bu dönemdeki en doğru girişim iki ihtiyacı tek noktada birleştirebilen dijital hizmetler olacaktır. Hali hazırda uygulanan kapıya teslimat hizmetleri hem tüketiciye hem de şirketlere en çok faydayı sağlayan girişimler oldu. Yeni başarılı girişimler de çok sayıda küçük işletmeyi çok sayıda tüketici ile tek bir noktada buluşturan dijital hizmetler olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Balıkçıoğlu, özellikle nihai ürün ihraç eden Türk firmaların bu durumdan negatif etkilenebileceğini belirtirken, ara malı ihraç eden firmaları bu durumu avantaja çevirebileceğini ifade etti.