S&P Global’den Orta Avrupa uyarısı: Almanya’nın genişlemesi fayda vermeyecek
S&P Global, Almanya’nın mali genişlemesinin Orta Avrupa ekonomilerine beklenen faydaları sağlamayabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Uyarının temelinde, ABD’nin uyguladığı gümrük tarifeleri ve mevcut ekonomik belirsizliklerin potansiyel kazanımları dengelemesi yattığı belirtildi.
ALMANYA’NIN MALİ GENİŞLEMESİ VE BEKLENEN BÜYÜME
Almanya’da uygulanan mali reformların 2025 yılı itibarıyla ekonomik büyümeye 0,1 puanlık bir katkı sağlaması ve bu katkının 2028 yılına kadar kademeli olarak artması bekleniyor. Bu reformlar, Almanya’nın ekonomik yapısını güçlendirmeyi ve uzun vadede sürdürülebilir bir büyüme sağlamayı hedefliyor. Ancak, bu reformların Orta Avrupa ekonomileri üzerindeki etkisi daha sınırlı olacak gibi görünüyor.
ORTA AVRUPA EKONOMİLERİNİN ALMANYA’YA BAĞIMLILIĞI
Orta Avrupa ekonomileri, özellikle Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler, Almanya’ya büyük ölçüde bağlı durumda. Bu bağlılık, özellikle otomotiv sektörü gibi stratejik alanlarda daha belirgin hale geliyor. Almanya’nın ekonomisindeki değişiklikler, bu ülkelerin ekonomilerini doğrudan etkileyebiliyor. Ancak S&P’nin değerlendirmesine göre, ABD’nin uyguladığı gümrük tarifeleri, Orta Avrupa ekonomileri üzerinde baskı yaratıyor ve Almanya’nın teşviklerinin olumlu etkilerini dengeleyerek büyümeyi %0,4 ila %0,6 oranında azaltması bekleniyor.
MACARİSTAN VE ÇEK CUMHURİYETİ’NİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR
S&P, Macaristan’ın 2025 yılı için ekonomik büyüme tahminini ticari riskler ve mali istikrarsızlık nedeniyle %3,0’ten %1,5’e düşürdü. Bu durum, Macaristan’ın ekonomik kırılganlığını artırırken, dış ticaret ilişkilerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Çek Cumhuriyeti de benzer zorluklarla karşı karşıya kalabilir; bu nedenle ekonomik stratejilerini gözden geçirmesi gerekebilir.
POLONYA’NIN GÖRECELİ DAYANIKLILIĞI
Polonya, ekonomisi daha çok yurt içine dayalı olduğu için Orta Avrupa’daki diğer ülkelere göre daha az kırılgan bir yapıya sahip. Ancak, ABD gümrük tarifelerinden kaynaklanan bazı risklerle karşı karşıya olduğu da göz ardı edilmemeli. Polonya’nın bu risklere karşı nasıl bir strateji geliştireceği merak konusu.
