TCMB PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI TUTANAKLARI YAYIMLANDI

Türkiye Cumhiriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özeti yayımlandı.

TCMB’nin 18 Mart 2021 tarihli toplantısına ilişkin toplantı özeti  şöyle

“Enflasyon Gelişmeleri
1. Şubat ayında tüketici fiyatları yüzde 0,91 oranında artmış,  yıllık enflasyon 0,64 puan yükselerek yüzde 15,61 olarak  gerçekleşmiştir. Yıllık enflasyondaki artış alt gruplar geneline  yayılırken, en belirgin katkı temel mal ve enerji gruplarından  gelmiştir. Bu görünüm altında, B ve C göstergelerinin yıllık  enflasyonları yükselmeye devam ederken, eğilimleri bir miktar  gerilemiştir.
2. Gıda ve alkolsüz içecek fiyatları Şubat ayında yüzde 2,57  oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 0,29 puan artışla yüzde 18,40 olmuştur. Bu gelişmede yıllık enflasyonu yüzde 19,72’ye yükselen  işlenmiş gıda fiyatları etkili olurken, işlenmemiş gıda enflasyonu 1,07 puan azalışla yüzde 17,01’e gerilemiştir. Bu dönemde, taze  meyve-sebze enflasyonu bir miktar gerilerken, diğer işlenmemiş gıda  grubunda et fiyatlarındaki artışlar sürmüş, çiğ süt referans  fiyatındaki ayarlamanın gecikmeli etkileri süt fiyatlarında gözlenmeye  devam etmiştir. Mart ayı öncü göstergeleriyle birlikte  değerlendirildiğinde, çiğ süt referans fiyatında Ocak ayında  kaydedilen artışın ilk çeyrek genelinde tüketici enflasyonu üzerindeki  etkisinin oldukça belirgin olduğu izlenmektedir. İşlenmiş gıda  fiyatları aylık yüzde 2,27 ile hızlı artış eğilimini korumuştur.


İşlenmemiş gıda grubundaki ilgili kalemlere paralel olarak, işlenmiş  et ürünleri ile peynir ve diğer süt ürünleri öne çıkan kalemler  olmuştur. Diğer yandan, uluslararası piyasalardaki gelişmelerin  yansımasıyla, katı-sıvı yağlardaki yüksek oranlı artışlar sürmüştür.


Bu gelişmelerle, taze meyve-sebze dışı gıda grubu yıllık enflasyonu  yüzde 20,75’e yükselmiştir. Öncü göstergeler gıda yıllık enflasyonunun  işlenmemiş gıda fiyatları öncülüğünde yavaşlayabileceği yönünde sinyal  vermektedir.


3. Enerji fiyatları, Şubat ayında yüzde 0,25 oranında artmış ve  grup yıllık enflasyonu yüzde 8,82 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde  doğalgaz ve şebeke suyu fiyatları, sırasıyla, yüzde 0,80 ve yüzde 0,59  oranında yükselmiştir. Uluslararası ham petrol fiyatlarındaki  yükselişe rağmen, Türk lirasındaki değerlenme ve eşel mobil  uygulamasının aktif bir şekilde kullanılmasıyla, akaryakıt  fiyatlarındaki artış yüzde 0,16 ile sınırlı kalmıştır. Petrol  fiyatlarındaki yükseliş eğilimi Mart ayında da sürmüş, ancak eşel  mobil sistemi bu kanaldan gelen etkileri sınırlamıştır. 17 Mart  tarihli EPDK kararı uyarınca, iki ay süreyle il bazında tavan fiyat  uygulamasına geçilmesiyle akaryakıt fiyatlarında düşüş  gerçekleşmiştir. Eşel mobilin sınırlayıcı etkisine rağmen, önümüzdeki  iki ayda enerji grubu yıllık enflasyonunun bir önceki yıldaki düşük  baz nedeniyle belirgin şekilde yükseleceği not edilmiştir.
4. Temel mal fiyatları Şubat ayında yüzde 0,12 oranında gerilemiş,  grup yıllık enflasyonu 1,52 puan artışla yüzde 21,70’e yükselmiştir.


Yıllık enflasyon, giyim ve ayakkabı ile dayanıklı mal kalemlerinde  artış sergilerken, diğer temel mallarda yatay seyretmiştir. Giyim ve  ayakkabı fiyatlarında gözlenen sezon indiriminin bu yıl düşük  olmasıyla grup yıllık enflasyonu belirgin bir şekilde yükselmiştir. Uluslararası emtia fiyatlarındaki yükseliş, arz yönlü kısıtlar ve  güçlü iç talep kaynaklı olarak yıllık enflasyonu yüksek seyreden  dayanıklı tüketim mallarında, birikimli döviz kuru etkilerinin kısmen  hafiflemesiyle fiyat artışları hız kesmiştir. Diğer temel mallarda  fiyatlar yüzde 0,19 oranında gerilerken, yıllık enflasyon yatay  seyretmiştir. Referans fiyat uygulamasına bağlı olarak, aylık bazda  yüzde 6,09 artan ilaç fiyatları bu grupta daha olumlu bir görünümün  önüne geçmiştir. İlaç fiyatlarındaki artışın Mart ayına sarkan  kısmının daha yüksek olacağı ve diğer temel mal enflasyonunu olumsuz  etkilemeye devam edeceği öngörülmektedir. Kurul, salgına bağlı zayıf  talep koşullarının sınırladığı giyim enflasyonuna yönelik yukarı yönlü  risklere yaptığı vurguyu korumuştur.

Hizmet fiyatları Şubat ayında yüzde 1,04 oranında yükselmiş,  grup yıllık enflasyonu 0,22 puan artışla yüzde 11,74 olmuştur. Yıllık  enflasyon, haberleşme hizmetleri ve lokanta-otelde yükselirken, kira  ve diğer hizmetlerde yatay seyretmiş, ulaştırma hizmetlerinde ise  gerilemiştir. Haberleşme hizmetleri yıllık enflasyonundaki artışta  özel iletişim vergisindeki düzenleme belirleyici olurken, etkinin Mart  ayına da sarktığı gözlenmektedir. Lokanta-otel yıllık enflasyonundaki  artışta yemek hizmetleri kalemi öne çıkarken, bu gelişmede gıda  fiyatları ve asgari ücret artışının etkili olduğu  değerlendirilmektedir. Öte yandan, diğer hizmetler grubu fiyatları alt  kalemler bazında farklı eğilimler sergilemeye devam etmiştir. Sağlık  ve bakım-onarım kalemlerinde yıllık enflasyon yüksek seyrederken,  paket tur, eğlence-kültür ve eğitim gibi faaliyetleri salgından  olumsuz etkilenen kalemlerde ılımlı seyir sürmüştür. Bununla birlikte
Kurul, öncü göstergeler ışığında, kontrollü normalleşme sürecinin bazı  hizmet fiyatları üzerindeki yukarı yönlü etkisine dikkat çekmiştir.


Faaliyetin kesintiye uğradığı süre boyunca biriken maliyetlere ek  olarak kapasite sınırlayıcı tedbirlerin, lokanta-otel grubu başta  olmak üzere, belirli sektörlerde birim maliyet kaynaklı enflasyonist  etkileri not edilmiştir.


6. Enflasyon beklentileri Mart ayında yükselmiştir. Gelecek on iki  aya ilişkin enflasyon beklentisi 0,11 puan artışla yüzde 10,47’ye,  gelecek yirmi dört ay beklentisi ise 0,15 puan artışla yüzde 9,18’e  yükselmiştir. Bu dönemde tahvil getirilerinden elde edilen enflasyon  telafilerinde de artış görülmüştür. Kurul, enflasyon beklentilerindeki  bu seyrin, fiyatlama davranışlarına ve orta vadeli enflasyon  görünümüne yönelik riskleri artırdığının altını çizmiştir.

Enflasyonu Etkileyen Unsurlar ve Riskler

7.Genişleyici parasal ve mali politikalar ile aşılama sürecinde  yaşanan olumlu gelişmelerin etkisiyle küresel büyüme görünümünde  iyileşme ve uluslararası emtia fiyatlarında artış görülmektedir.


Ancak, devam eden aşılama çalışmalarına karşın, aşılama süreci ve  salgın hastalığın seyrine ilişkin belirsizliklerin sürmesi küresel  ekonomiye ilişkin riskleri canlı tutmaktadır. Avrupa ülkelerindeki  salgına bağlı kısıtlamaların, daha çok hizmetler sektörü üzerinde  kısıtlayıcı etkisi belirginleşirken, imalat sanayi gücünü  korumaktadır.


8. Gelişmiş ülkelerde büyümeye ilişkin beklentilerde gözlenen  iyileşmeye paralel olarak yükselen küresel enflasyon beklentileri ve  uzun vadeli tahvil faizleri gelişmiş ülke para politikalarına ilişkin  belirsizliklere ve küresel finansal piyasalarda dalgalanmaya yol  açmaktadır. Merkez bankalarının açıklamalarında, salgın sonrası  normalleşme ile birlikte enflasyonun geçici olarak yükselebileceği yer  almakla birlikte, sözlü yönlendirmeler gelişmiş ülkelerde düşük faiz  ortamının uzun bir süre devam edeceğine işaret etmektedir. Bununla  birlikte Kurul, küresel enflasyon baskılarının para politikalarında  mevcut öngörülerden daha erken bir sıkılaşmaya neden olabileceğine   küresel finansal piyasalarda veri duyarlılığının ve buna bağlı  oynaklıkların artacağı bir döneme girildiği değerlendirmesinde  bulunmuştur.


9. Gelişmekte olan ülkelerin portföy piyasalarına girişler bir  önceki PPK döneminden bugüne, azalmakla birlikte, sürmüştür. Bu  dönemde, gelişmekte olan ülkeler genelinde borçlanma senedi  piyasalarından çıkışlar olurken, hisse senedi piyasalarına girişler  ise artarak devam etmiştir. Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli tahvil  faizlerindeki yükselişin sürmesi durumunda gelişmekte olan ülkelere  yönelen portföy akımları olumsuz etkilenebilecektir.


10. Ham petrol ve endüstriyel metal fiyatları yükselmeye devam  etmektedir. Eşel mobil uygulaması ham petrol fiyatları kaynaklı  olumsuz etkileri sınırlamaktadır. Tarımsal emtia fiyatları bir miktar  daha ılımlı seyretse de, yağlar başta olmak üzere belirli ürünlerde  artış eğilimi korunmaktadır. Üretici enflasyonunun yüksek seviyesi ve  tedarik zincirlerindeki sorunların devamı da ilave baskı unsuru  olmaktadır. Şubat ayında Türk lirasındaki kısmi değerlenmeye rağmen  petrol, kimyasal ürünler, gıda, ağaç ve mantar, metalik olmayan  mineral ürünler ve kâğıt gibi girdi sağlayıcı sektörlerde yüksek  oranlı üretici fiyat artışları devam etmiştir. Kurul, özellikle Ocak  ayının sonlarından itibaren kredi ivmesinde gözlenen artış ile ithal  maliyetlerdeki yükselişe bağlı olarak, Ocak Enflasyon Raporu’nda  paylaşılan yıl sonu tahmin hedefi üzerindeki yukarı yönlü risklerin  belirgin şekilde arttığı değerlendirmesinde bulunmuştur.


11. İktisadi faaliyet güçlü bir seyir izlemektedir. 2020 yılı son  çeyreğinde milli gelir yıllık yüzde 5,9 oranında, çeyreklik olarak ise  yüzde 1,7 oranında artış sergilemiştir. Özel tüketim talebi, mal ve  hizmet kalemlerinde geniş bir yayılımla güçlü seyrini korurken, kamu  tüketimi yurt içi talebi desteklemeye devam etmiştir. Yatırım  harcamaları, makine-teçhizat yatırımlarındaki güçlü artışa rağmen  inşaat yatırımlarındaki belirgin düşüşle birlikte büyümeyi  sınırlamıştır. Kurul, inşaat hariç tutulduğunda yurt içi talebin  geçmiş öngörülerle uyumlu, oldukça güçlü bir ivme sergilediğini not  etmiş ve toplam talep koşullarının 2020 yılı son çeyreğinde  enflasyonist düzeylerde seyrettiği değerlendirmesini korumuştur.


12. İktisadi faaliyet ilk çeyrekte de kuvvetli bir dönemlik ivme  sergilemekte ve geçmiş öngörülerden daha yüksek bir düzeyde olmak  üzere uzun dönemli eğiliminin üzerindeki seyrini korumaktadır. Ocak  ayında sanayi üretim endeksi bir önceki aya kıyasla yüzde 1,0 oranında  ve bir önceki çeyreğe göre yüzde 2,3 oranında artmıştır. Ara malı ve  dayanıklı tüketim malı sektörleri sanayi üretimindeki artışın  sürükleyicisi olmaya devam etmiştir. Ticaret ve inşaat sektörlerinde  cirolar Ocak ayında artarken, salgın kısıtlamalarından doğrudan  etkilenen sektörlerdeki zayıf seyre bağlı olarak hizmetler sektörü  cirosu yataya yakın bir seyir izlemiştir. Salgına bağlı kısıtlamaların  hafifletilmesiyle hizmetler ve bağlantılı sektörlerde iktisadi  faaliyetin artması beklenmektedir. Nitekim yüksek frekanslı veriler,  kredi gelişmeleri ve kontrollü normalleşmeyle birlikte iktisadi  faaliyetin güç kazandığına işaret etmektedir. Bununla birlikte,  salgının seyrine ilişkin muhtemel gelişmelere bağlı olarak iktisadi  faaliyet üzerindeki riskler önemini korumaktadır.


13. İktisadi faaliyetteki güçlü seyir işgücü piyasasına da olumlu  yansımıştır. Ocak ayında mevsimsellikten arındırılmış tarım dışı  istihdam bir önceki aya göre yüzde 2,1 oranında artış kaydetmiş,  toplam ve tarım dışı işsizlik oranları sırasıyla yüzde 12,2 ve 14,2  olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, istihdam hizmetler sektöründe  artarken, sanayi ve inşaatta yataya yakın seyretmiştir.


14. İlk çeyreğe ilişkin açıklanan veriler iktisadi faaliyet ve  ekonominin döngüsel durumuna ilişkin Ocak Enflasyon Raporu’nda ortaya  konulan görünüme kıyasla daha güçlü bir seyre işaret etmektedir.
Kurul, salgına bağlı kısıtlamaların sınırlayıcı etkisi de dikkate  alındığında, iktisadi faaliyetteki ana eğilimin oldukça güçlü olduğu  değerlendirmesinde bulunmuştur. Firma ve hanehalkı anketleri dayanıklı  mallara yönelik talebin halen uzun dönem ortalamalarının üzerinde  olduğuna işaret etmektedir. Bazı Kurul üyeleri, enflasyon  beklentilerindeki yüksek düzeylere bağlı olarak bireysel kredi  talebinin halen güçlü seyrettiği değerlendirmesini yinelemiştir.


15. Salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli  etkileriyle güçlü seyreden iç talebin yanı sıra ithalat fiyatlarındaki  artışlar cari işlemler dengesini olumsuz etkilemeye devam etmektedir.


Yüksek frekanslı veriler, ihracat ve ithalatta artışa işaret ederken,  dış ticaret hadlerindeki gelişmelerin dış ticaret açığı üzerindeki  etkisi belirginleşmektedir. Öte yandan, altın ithalatı Ocak ayı  ortasından itibaren tarihsel ortalamalarına gerilemiştir. Kurul, bu  eğilimin kalıcı bir iyileşmeye işaret etmesi durumunda cari denge  üzerindeki dış ticaret hadleri kaynaklı risklerin sınırlanabileceği  değerlendirmesinde bulunmuştur.


16. Finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte yavaşlayan kredi  büyümesi son dönemde bir miktar yükseliş eğilimi sergilemiştir.


Bireysel ve ticari kredilerde görülen bu eğilime karşın,  gerçekleştirilen ilave parasal sıkılaştırmayla birlikte kredilerin iç  talep ve ithalatı sınırlayıcı etkisinin önümüzdeki dönemde daha  belirgin hale gelmesi beklenmektedir. Kurul, iktisadi faaliyetteki  toparlanmanın sürekliliği ve finansal istikrar açısından cari işlemler  dengesindeki seyrin önemine bir kez daha dikkat çekmiştir.

    Para Politikası

17. Kurul, para politikası kararlarının, enflasyon hedeflemesi  rejimi çerçevesinde, fiyat istikrarı önceliğiyle alınacağını tekrar  vurgulamıştır. Para politikası duruşu, enflasyon görünümüne yönelik  yukarı yönlü riskler dikkate alınarak, temkinli bir yaklaşımla  enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi ve fiyat istikrarı hedefine  ulaşılması odağında belirlenecektir.


18. İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli  maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki  yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama  davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam  etmektedir. Öte yandan, bazı sektörlerde belirginleşen arz kısıtları  ile gerçekleştirilen ücret ve yönetilen fiyat ayarlamaları, orta  vadeli enflasyon görünümü üzerindeki önemini korumaktadır.

Gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep  üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin daha belirgin hale geleceği  beklentisi korunmakla birlikte, son dönemde kredi büyümesindeki  yükseliş eğilimi ile ithal maliyetlerdeki artış, talep ve maliyet  unsurlarında öngörülen kademeli iyileşmeyi geciktirmektedir.
    19. Salgına bağlı genişletici politikaların bir yansıması olarak  yakın dönemde ABD’de enflasyon beklentileri artmakta, bu durum, uzun  vadeli tahvil getirilerinin yükselmesine neden olarak küresel risk  iştahının dalgalı bir seyir izlemesine ve gelişmekte olan ülke para  birimlerinin değer kaybetmesine yol açmaktadır. Sıkı parasal duruş   enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve finansal piyasa  gelişmeleri bağlamında dışsal ve geçici oynaklıklara karşı önemli bir  tampon işlevi görecektir.


20. Kurul, söz konusu gelişmelerin enflasyon beklentileri,  fiyatlama davranışları ve orta vadeli enflasyon görünümü üzerinde  oluşturduğu yukarı yönlü riskleri dikkate alarak, önden yüklemeli ve  güçlü bir ilave parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir.

 

 21. 2021 yılsonu tahmin hedefi dikkate alınarak, enflasyonda  kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler  oluşana kadar, sıkı para politikası duruşu kararlılıkla uzun bir  müddet sürdürülecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına  işaret eden güçlü göstergeler kapsamında enflasyonun ana eğilimi ve  fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergeler, yayılım endeksleri,  talep ve maliyet unsurları ve enflasyon beklentilerinin tahmin ufku  içerisinde hedeflerle uyumu yakından izlenmeye devam edilecektir. Son  dönemde kredilerdeki hızlanma eğilimi, yükselen küresel enflasyon  beklentilerine bağlı olarak finansal piyasalarda artan oynaklıklar ve  uluslararası emtia fiyatlarında gözlenen artışların enflasyon görünümü  üzerinde oluşturduğu risklerin fiyatlama davranışları ve enflasyon  beklentileriyle etkileşimi yakından takip edilecektir. Gerekmesi  durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır.


22. Kalıcı fiyat istikrarı ve yüzde 5 hedefine varıncaya kadar,  para politikası faizi ile gerçekleşen/beklenen enflasyon arasındaki  denge, güçlü dezenflasyonist etkiyi koruyacak şekilde kararlılıkla  sürdürülecektir. Sıkı para politikası duruşunun bu şekilde  sürdürülmesinin, fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmesinin  yanında, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin  başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman  maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve  finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir.


23. Kredi piyasası ve iktisadi faaliyete ilişkin göstergelerin  yanı sıra döviz kuru oynaklığı ve ithalat fiyatlarındaki gelişmeler  doğrultusunda enflasyon üzerindeki talep ve maliyet yönlü etkiler  önemini korumaktadır. Yurt içi talep, uluslararası fiyatlar ve küresel  risk iştahına ilişkin görünüm, ödemeler dengesine yönelik dış  finansman ihtiyacı kaynaklı riskleri canlı tutmaktadır. Kurul, para  politikasında fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda finansal istikrara  yönelik riskleri de gözeten bir yaklaşım sergilemeyi sürdürecektir.


24. Kurul, fiyat istikrarının sağlanması için, güçlü bir politika  koordinasyonuyla tüm paydaşları içeren bütüncül bir makro politika  bileşimine ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesini yinelemiştir.


25. TCMB karar alma süreçlerinde orta vadeli bir perspektifle,  enflasyonu etkileyen tüm unsurları ve bu unsurların etkileşimini temel  alan bir analiz çerçevesi benimsemektedir.


26. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un  geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği  önemle vurgulanmalıdır.”