TCMB PPK TOPLANTI ÖZETİ YAYIMLANDI

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 24 Eylül 2020 tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı özeti yayımlandı.
PPK Toplantı Özeti’nin tam metni şöyle:
“Enflasyon Gelişmeleri
1.    Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 0,86 oranında  artmış, yıllık enflasyon yatay seyrederek yüzde 11,77 olmuştur. Temel  mal, enerji ve gıda gruplarında yıllık enflasyon yükselirken, hizmet  grubunda yatay seyretmiştir. Diğer yandan, tütün ürünleri kaynaklı  yüksek bazın etkisi ile alkollü içecekler ve tütün grubunda yıllık  enflasyon belirgin bir şekilde gerilemiştir. Bu dönemde, çekirdek  göstergelerin yıllık enflasyonları ve eğilimleri artış kaydetmiştir.
2.    Gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonu Ağustos ayında
0,78 puan artışla yüzde 13,51’e yükselmiştir. İşlenmemiş gıda grubu  yıllık enflasyonu 1,51 puan artışla yüzde 15,36’ya ulaşarak bu  gelişmede belirleyici olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış veriler,  işlenmemiş gıda grubunda taze meyve ve sebze fiyatlarındaki yükselişin  öne çıktığını göstermektedir. İşlenmiş gıda grubu yıllık enflasyonu  ise 0,22 puan artarak yüzde 11,86 olmuştur. Bu yükselişi ekmek ve  tahıllar grubu sürüklerken, diğer işlenmiş gıda yıllık enflasyonu  yatay seyretmiştir.
3.    Enerji fiyatları Ağustos ayında yüzde 1,29 oranında artmış,  grup yıllık enflasyonu 1,02 puan yükselerek yüzde 9,59 olmuştur. Döviz  kuru ve uluslararası petrol fiyatlarındaki artışlara paralel olarak,  akaryakıt fiyatlarındaki yükseliş enerji grubu enflasyonunu yukarıya  çekmiştir.  Şebeke suyu fiyatları Ağustos ayında da artarak grup  enflasyonunu olumsuz etkileyen bir diğer unsur olmuştur. Bununla  birlikte, yönetilen kalemlerden doğalgaz fiyatlarında önceki yıl  yapılan ayarlamanın beraberinde getirdiği yüksek baz grup enflasyonunu  sınırlamıştır.
4.    Temel mal yıllık enflasyonu, döviz kuru gelişmelerine ve  kredi ivmesiyle güçlenen talep koşullarına bağlı olarak, Ağustos  ayında 1,44 puan artarak yüzde 10,02’ye yükselmiştir. Döviz kuru  geçişkenliği yüksek olan dayanıklı mal grubunda yıllık enflasyon 3,09  puan artarak yüzde 13,07’ye yükselirken, öncü göstergeler alt kalemler  genelinde yüksek fiyat artışlarının Eylül ayında da devam ettiğine  işaret etmiştir. Ağustos ayında, diğer temel mal grubu fiyatlarında da  bir miktar artış gözlenirken, giyim ve ayakkabı grubunda sezon  indirimi bir önceki yıla kıyasla daha yüksek gerçekleşmiştir.
5.    Hizmet fiyatları Ağustos ayında yüzde 1,14 oranında artmış,  yıllık enflasyon yatay bir seyirle yüzde 11,83 olmuştur. Yıllık  enflasyon lokanta-otel ve haberleşme gruplarında artarken, diğer  gruplarda gerilemiştir. Ulaştırma hizmetleri yıllık enflasyonundaki  düşüşte karayolu ile şehirlerarası yolcu taşımacılığı öne çıkmıştır.
Lokanta-otel grubunda gerek yemek hizmetleri gerekse konaklama  hizmetlerinde fiyat artışları izlenirken, konaklama hizmetlerindeki  artışlar daha belirgin olmuştur. Diğer hizmetler grubundaki fiyat  artışında kura duyarlı kalemler dikkat çekerken, eğitim  hizmetlerindeki aylık fiyat artışı sınırlı kalmıştır. Öte yandan,  eğitim hizmetlerinde uygulanmaya başlanan KDV indiriminin önümüzdeki  dönemde grup enflasyonunu olumlu etkileyeceği değerlendirilmektedir.
6.    Ağustos ayında alkol-tütün yıllık enflasyonu 19,34 puan  düşerek yüzde 2,44’e gerilemiştir. Bu dönemde, alkollü içeceklerde  fiyatlar yüzde 2,58 oranında artarken, tütün ürünlerinde yatay  seyretmiş, ancak tütün ürünlerindeki yüksek baz grup yıllık  enflasyonunu belirgin bir şekilde düşürmüştür. Öte yandan,  uluslararası fiyatlar ve döviz kuru gelişmelerine bağlı olarak altın  fiyatları aylık yüzde 13,72 oranında artmış ve grubun yıllık tüketici  enflasyonuna katkısı 1,01 puana ulaşmıştır.
7.    Eylül ayında enflasyon beklentilerindeki artış sürmüştür.
Yılsonu enflasyon beklentisi 64 baz puan artışla yüzde 11,46’ya,  gelecek on iki ay beklentisi ise 45 baz puan artışla yüzde 10,15’e  yükselmiştir.

Enflasyonu Etkileyen Unsurlar

8.    İktisadi faaliyette kademeli normalleşme adımları ve güçlü  kredi ivmesinin desteğiyle üçüncü çeyrekte belirgin bir toparlanma  gözlenmektedir. Sanayi üretim endeksi Temmuz ayında mevsim ve takvim  etkisinden arındırılmış olarak bir önceki aya göre yüzde 8,4 oranında  artmış ve salgın öncesi seviyesine yaklaşmıştır. Anket göstergeleri ve  yüksek frekanslı veriler, iktisadi faaliyetin Ağustos ve Eylül  aylarında güç kazandığına işaret etmektedir. Ciro endeksleri  toparlanmanın sektörel yayılımının artmaya devam ettiğini gösterirken,  turizm ve ihracat imkânlarının sınırladığı bazı faaliyet kollarında  görece zayıf seyir korunmaktadır.
9.    Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi  üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla yakın  dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler, ekonominin  üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi  faaliyetteki toparlanma sürecine katkıda bulunmuştur. Bununla birlikte  güçlü kredi ivmesiyle yurt içi talepte gözlenen hızlı toparlanmanın  dış denge ve enflasyon görünümüne olumsuz yansımalarını sınırlamak  amacıyla Ağustos ayından itibaren likidite yönetimi kapsamında  sıkılaştırma adımları atılmaya başlanmıştır. Bu kapsamda son dönemde  ticari kredilerde gözlenen normalleşme eğilimi bireysel kredilerde de  başlamıştır.
10.    İhracat, bölgeler ve sektörler genelinde toparlanmaya devam  ederken, Eylül ayı itibarıyla mevsim ve takvim etkilerinden  arındırılmış olarak salgın öncesi seviyesine ulaşmıştır. Diğer  taraftan, Ağustos ayında belirgin bir ivme kazanan ithalat Eylül  ayında kısmen yavaşlamış ve bu dönemde altın hariç ihracatın ithalatı  karşılama oranı oldukça yüksek seyretmiştir. Ertelenmiş talebe ve  salgın tedbirleri kapsamında uygulanan likidite ve kredi  politikalarına bağlı olarak ithalatta gözlenen canlanmanın, bu  politika tedbirlerinin kademeli olarak azaltılmasıyla dengelenmesi  beklenmektedir. Turizm gelirlerinde salgın hastalığa bağlı olarak  gözlenen düşüşe rağmen seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesiyle  kısmi bir iyileşme başlamıştır. Mal ihracatındaki toparlanma, emtia  fiyatlarının görece düşük seviyeleri ve reel kur düzeyi önümüzdeki  dönemde cari işlemler dengesini destekleyecektir. Kurul, iktisadi  faaliyetteki toparlanmanın sürekliliği ve makrofinansal istikrar  açısından cari işlemler dengesindeki seyrin önemine dikkat çekmiştir.
Bu kapsamda, yakın dönemde alınan tedbirlerin kredi büyümesi ve  kompozisyonu ile dış dengeye yansımaları yakından takip edilmektedir.
11.    Haziran döneminde işgücü piyasası üzerindeki olumsuzluklar  kademeli olarak hafiflemeye başlamış, tarım dışı istihdam sektörler  geneline yayılan bir şekilde bir önceki döneme göre artış  kaydetmiştir. Öte yandan, son dönemde belirgin bir düşüş eğilimi  sergileyen işgücüne katılım oranı iktisadi faaliyetteki toparlanmaya  bağlı olarak bir önceki döneme kıyasla artış kaydetmiş ve işsizlik  oranları yükselmiştir. Öncü göstergeler, iktisadi faaliyetteki  toparlanmayla yeni iş ilanlarının arttığını ve istihdam imkânlarının  iyileşmeye devam ettiğini göstermektedir. Kurul, kısa çalışma ödeneği  başta olmak üzere işsizlik sigorta fonu ve cari transferler  aracılığıyla sağlanan desteklerin, hanehalkı gelir kayıplarının  sınırlanması ve istihdamın korunması açısından kritik rol oynadığı  değerlendirmesinde bulunmuştur.

Para Politikası ve Riskler

12.    Küresel ekonomide, ülkelerin attığı normalleşme adımlarıyla  üçüncü çeyrekte kısmi toparlanma sinyalleri gözlenmekle beraber,  salgının yayılımını devam ettirmesi ve ikinci bir dalga yaşanma  olasılığına bağlı olarak toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek  seyretmektedir. Salgının ve sağlık önlemlerinin tüketim alışkanlıkları  ve genel harcama davranışına olası etkilerine yönelik belirsizlikler  devam etmektedir. Normalleşmenin uzun sürmesi veya önümüzdeki dönemde  salgında ikinci bir dalga görülmesi durumunda küresel ekonomide  işaretleri görülmeye başlanan toparlanma sekteye uğrayabilecek,  küresel risk iştahında dalgalanmalar gözlenebilecektir.
13.    Ağustos PPK toplantısını takip eden dönemde ham petrol  fiyatları bir miktar gerilemiş ve fiyatlar üzerindeki aşağı yönlü  riskler ağırlık kazanmıştır. Petrol fiyatlarının bulunduğu seviye  küresel salgın öncesi dönemde görülen seviyelerinin altındadır.
Küresel iktisadi faaliyete dair belirsizlikler başta olmak üzere emtia  fiyatlarına ilişkin aşağı yönlü riskler canlılığını korumakta olup,  küresel enflasyon oranlarının 2020 yılında ılımlı bir görünüm  sergilemesi beklenmektedir.
14.    Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler genişleyici parasal ve  mali duruşlarını sürdürmektedir. Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli faiz  oranları tarihsel düşük seviyelerde seyrini sürdürürken, gerek merkez  bankalarının açıklamaları gerekse piyasa beklentileri, düşük faiz  ortamının uzun bir süre devam edeceğine işaret etmektedir. Uygulanan  politikaların finansal piyasalar, büyüme ve istihdam üzerindeki  etkinliği, ülkeler itibarıyla salgının seyri ile politika alanının  büyüklüğüne göre farklılaşabilecektir.
15.    Gelişmekte olan ülkelere portföy girişleri, bir önceki PPK  dönemine kıyasla iyileşen risk algısına bağlı olarak artarak devam  etmiştir. Haziran ayından itibaren borçlanma senedi piyasalarında  gözlenen girişler Eylül ayında önemli ölçüde artmıştır. Hisse senedi  piyasalarına yönelik akımlar ise görece zayıf ve dalgalı seyrini  korumuştur. ABD Merkez Bankası’nın yeni politika çerçevesi ve sözlü  yönlendirmesi, politika faizinin düşük seviyesini koruyacağına dair  algıyı pekiştirmekte ve gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy  akımlarını olumlu etkileyecek bir unsur olarak değerlendirilmektedir.
Buna karşın, küresel iktisadi faaliyet görünümüne ilişkin  belirsizliklerin sürmesi, önümüzdeki dönemde küresel risk iştahı ve  gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının dalgalı  seyretmesine neden olabilecektir. Nitekim Türkiye’nin risk primi  salgın kaynaklı küresel belirsizliklerin ve ülkeye özgü faktörlerin  etkisiyle dalgalı bir seyir izlemektedir. Belirsizliklerin yüksek  seyrettiği bu süreçte, salgın hastalığın sermaye akımları, finansal  koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu  küresel etkiler yakından takip edilmektedir. Bu kapsamda Merkez
Bankası, salgının Türkiye ekonomisine etkilerini izleyerek elindeki  araçları fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda  kullanmaya devam edecektir.
16.    Parasal, finansal ve mali tedbirlerin yanı sıra kamu  bankalarının öncülüğünde ivme kazanan kredi genişlemesi, reel sektöre  kredi akışının kesintisiz devamına ve iktisadi faaliyetteki toparlanma  sürecine önemli katkı sağlamıştır. Böylelikle ekonominin üretim  potansiyeli desteklenmiş ve iktisadi faaliyet Mayıs ayından başlayarak  belirgin bir toparlanma eğilimine girmiştir. Kurul, ekonomideki  toparlanma ve bunun makro dengelere yansımalarını da gözeterek, salgın  dönemine özgü destekleyici makro politika adımlarının Ağustos ayından  itibaren kademeli olarak geri alınmasına karar vermiştir.
17.    Salgının olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla  alınan tedbirlerin normalleştirilmesi ve likidite politikalarında  atılan sıkılaşma adımlarının etkisiyle kredi ve mevduat faizlerinde  artış görülmüş ve kredi büyümesi yavaşlamaya başlamıştır.
Tedbirlerdeki normalleşmeyle birlikte ilk olarak ticari kredilerde  başlayan yavaşlama eğilimi geçtiğimiz ay içinde bireysel kredilerde de  gözlenmeye başlamıştır. Kredi büyümesi ve kompozisyonunun, iç ve dış  dengeye yansımaları izlenmeye devam edilmektedir.
18.    Kurul, enflasyon eğiliminde bir süredir devam eden yüksek  seyre vurgu yapmış ve dezenflasyon sürecini sekteye uğratan unsurları  değerlendirmiştir. Enflasyon üzerinde etkili olan salgına bağlı arz  yönlü unsurların, normalleşme sürecinde kademeli olarak ortadan  kalkacağı ve talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale  geleceği öngörülmüştü. Normalleşmenin kademeli gerçekleşmesi nedeniyle  salgına bağlı arz yönlü enflasyonist etkiler sürmektedir. Bazı  sektörlerde toplam talep koşulları enflasyonu sınırlamaya devam  ederken, finansman koşullarına duyarlı mal gruplarında fiyat artışları  yüksek seyretmektedir. Dolayısıyla, güçlü kredi ivmesiyle ekonomide  sağlanan hızlı toparlanma ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler  neticesinde enflasyon öngörülenden daha yüksek bir seyir izlemiştir.
Enflasyon beklentilerindeki yükselişin sürmesi, fiyatlama davranışları  ve orta vadeli enflasyon görünümüne yönelik risk oluşturmaktadır.
Enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve enflasyon  görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla Ağustos ayından  itibaren atılan sıkılaştırma adımlarının güçlendirilmesi gerektiği  değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda Kurul, dezenflasyon sürecini  yeniden tesis etmek ve fiyat istikrarını desteklemek amacıyla politika  faizinin 200 baz puan yükseltilmesine karar vermiştir.
19.    Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke  risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve  ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem  taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen  patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki  temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal  duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki  düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez
Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda  elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.
20.    Salgın sonrası dönemde uygulanan maliye politikası  tedbirleri parasal ve finansal diğer tedbirlerle birlikte salgına  bağlı iktisadi risklerin sınırlanarak ekonominin üretim potansiyelinin  desteklenmesine ve toparlanmanın başlamasına önemli katkı sağlamıştır.
Ekonominin toparlanma sürecinde para ve maliye politikaları arasındaki  eşgüdümün sürdürülerek, makro politika bileşiminin enflasyondaki  düşüşün devamını sağlayacak ve cari dengeyi destekleyecek şekilde  belirlenmesi, büyümenin sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde  sürdürülebilmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Önümüzdeki  dönemde, salgına bağlı etkiler nedeniyle toparlanması daha uzun  sürebilecek sektörlerin desteklenmesi için geçici ve hedefe yönelik  maliye ve benzeri politika uygulamalarının kritik önemde olduğu  değerlendirilmektedir.
21.    Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un  geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği  önemle vurgulanmalıdır.”