Trump yönetimi, Biden’ın planladığı Meksika Körfezi petrol ve gaz bölgesi satışını gerçekleştirecek

ABD İçişleri Bakanlığı, eski Başkan Joe Biden yönetiminin planladığı gibi Meksika Körfezi’nde petrol ve gaz kiralama satışı gerçekleştireceğini açıkladı. Bu satışı, haziran ayında yapılacak bir teklif duyurusunun takip etmesi bekleniyor.

Meksika Körfezi’ndeki bu sondaj hakları ihalesi, Biden yönetimi tarafından 2023’te tamamlanan beş yıllık kiralama planı kapsamında düzenlenecek ilk ihale olacak. Biden dönemi, bu süre zarfında sadece üç Körfez kiralama satışı planlamıştı. Bu sayı, petrol ve gaz endüstrisi ve sondaj devletleri tarafından tepkiyle karşılanmış, tarihsel olarak düşük bir rakam olarak değerlendirilmişti.

Trump Yönetiminin Yaklaşımı

Trump yönetimi, enerji üretimini desteklemek amacıyla Amerika Körfezi olarak adlandırılan bölgede kiralama satışlarını hızlandırma planları yapıyor. Bu strateji, düşen petrol fiyatları ve enerji sektöründeki belirsizliklerle birlikte, enerji şirketlerinin kiralama satın alma istekliliğini sorgulayan bir ortamda şekilleniyor.

İçişleri Bakanı Doug Burgum’dan Açıklama

ABD İçişleri Bakanı Doug Burgum, yaptığı açıklamada, “Başkan Biden döneminin aksine, pek çok Amerikalı önceki yönetim tarafından dayatılan gereksiz yüksek hayat pahalılığı nedeniyle sıkıntı çekerken, kritik enerji kaynaklarımızı kilitli bırakmayacağız” dedi. Burgum, Trump yönetiminin enerji bağımsızlığını hedeflediğini ve Amerika’nın enerji kaynaklarını daha verimli şekilde kullanmayı amaçladığını vurguladı.

2023 Yılında Elde Edilen Rekor Gelir

2023 yılının sonunda yapılan Meksika Körfezi petrol ve gaz kiralama satışından, 382 milyon dolar gelir elde edilmişti. Bu rakam, 2015’ten bu yana elde edilen en yüksek gelir olarak kayda geçti. Trump yönetimi, bu tür satışları artırmayı hedefliyor ve enerji kaynaklarının serbest bırakılmasının benzin fiyatlarını düşürürken aynı zamanda ulusal güvenliği de artıracağına inanıyor.

Enerji Politikalarında Değişim Beklentisi

Trump yönetimi, petrol ve gaz üretiminde daha serbest bir politika izleyerek, ekonomik büyümeyi desteklemeyi ve enerji fiyatlarını istikrara kavuşturmayı hedefliyor. Ancak bu hamle, çevresel kaygılar ve enerji üretiminde sürdürülebilirlik tartışmalarını yeniden gündeme getirebilir.