Türkiye Biyokütle Enerjisi’ni ‘BES’liyor mu?
Editör Mücahit Enes Sevinç yazdı;
Yenilenebilir enerji sektörü, gerek maliyet gerekse küresel ısınmaya karşı hızla gelişen bir enerji sektörü haline gelmiş ve alternatif enerji yatırımlarından daha hızlı büyümeye başlamıştır.
Biyokütle Enerji Santralleri maliyet ve çevre anlamında diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına göre daha alternatif bir yol olarak görülebilir. Bunun en büyük sebebi olarak, biyokütle kaynaklarının çevrede yok olma süresi ve ekonomiye geri kazanımı gösterilebilir.
Biyokütle Enerjisi nedir?
Ülkemizde ‘Biyokütle Enerji Kaynakları’ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 5346 sayılı kanuna göre, belediye atıkları (çöp gazı dahil olmak üzere), bitkisel yağlar, gıda ve yem değeri olmayan atıklar, endüstriyel odun dışındaki orman ürünleri ve atık lastiklerin işlenmesi sonucu elde edilen bütün atıklar birer kaynak olarak belirlenmiştir.
Bir diğer yandan bu yazımızda endüstriyel anlamda çok farklı konularla da biyokütle enerjisini ele alacağız. Endüstri Yüksek Mühendisi ve Orsan Enerji Genel Müdürü Hakan Usta biyokütle enerjisinin ülkemizce belirtilen kanunun dışında dünyada çok fazla alanda kullanıldığını ifade ediyor.
HER ÇEŞİT ATIK BİYOKÜTLEYE GİRMEKTEDİR
Endüstri Yüksek Mühendisi Usta, biyokütkle enerjisinin, elektrik, ısı ve ağırlıklı olarak ulaşım amaçlı üç temel alanda kullanıldığını ifade ederek, bu kadar geniş enerji kaynaklarına sahip bir enerji potansiyelini ülke olarak da her çeşit atığın biyokütle enerjisinde kullanılması gerektiğini ifade ediyor.
Usta, biyokütle tesislerini 5 üretim tesisi olarak ayırıyor;
1. Evsel Atıklarının Geri Dönüşümünden Enerji Üretimi
2. Kanalizasyon Arıtma Atıklarının Geri Dönüşümünden Enerji Üretimi
3. Petrol ve Kimyasal Atıkların Geri Dönüşümünden Enerji Üretimi
4. Lastik Atıklarının Geri Dönüşümünden Enerji Üretimi
5. Tarımsal ve Orman Atıklarının Geri Dönüşümünden Enerji Üretimi
TÜRKİYE’NİN BÜYOKÜTLE ENERJİ POTANSİYELİ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından son açıklanan verilere göre; Haziran 2022 sonu itibariyle biyokütle ve atık ısı enerjisine dayalı kurulu gücün 2.172 MW olduğu belirtiliyor. Bu oran toplam kurulu güç içerisinde %2.14 olarak yerini alıyor.
2011 yılından itibaren ciddi oranda bir artış kaydeden biyokütle ve atık ısı enerjisi kurulu güç oranı 2020-2022 yıllarında daha yatay bir seyir izlemiştir.
TÜRKİYE, 2035’E KADAR BİYOKÜTLE ENERJİSİNDEKİ GÜCÜNÜ NE KADAR ARTIRACAK?
2023’te açıklanan, Türkiye Ulusal Enerji Planı’nda, 2035 yılına kadar jeotermal ve biyokütle enerji santrallerindeki toplam payını 5,1 GW seviyesine yükseltmeyi planlıyor. Öte yandan bu hedefin, Türkiye’nin 2022 yılındaki kurulu güç kapasitesine göre 2035’teki hedefine oranla çok düşük kaldığı gözlemlenmekte.
BİYOKÜTLE ENERJİSİ HEDEFİ NEDEN DÜŞÜK KALDI?
Enerji sektöründe yatırım yapan şirketlerle görüşmelerimizde, biyokütle enerji santrallerinin yüksek kurulum maliyetleri ve devletin alım garantisindeki fiyatlarda düşük tarife uygulaması bu üretim modelini cazip olmaktan çıkarmıştır.
”YATIRIMCILARIN PROJELERE İLGİSİ YEKDEM’DEN DOLAYI DÜŞMÜŞTÜR”
Endüstri Yüksek Mühendisi Usta, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nın (YEKDEM), 2 yıl öncesine kadar makul tarife üzerinden üretilen elektriği 10 yıl boyunca almayı garanti ettiğini belirtiyor. Usta, Enflasyonist ekonomide bu projeler için finansman bulunmasının zor olduğunu ifade ederek, ”Ulusal ve global yatırımcıların biyokütle projelerinin başabaş noktalarının uzaması ile bu projelere olan ilgisi azalmış ve ne yazık ki yeni tesislerin kurulma hızı da düşmüştür. ” yorumunda bulunuyor.
ÖZELLİKLE EVSEL ATIKLAR DÖNÜŞTÜRÜLEREK ELEKTRİK ÜRETİLMELİ
Endüstri Yüksek Mühendisi Usta, ”Özellikle evsel atıkların geri dönüşümünden plastik, cam, metal gibi ürünler ekonomiye tekrar kazandırılmakta, kalan organik ürünlerden ise farklı yollarla elektrik üretilebilmektedir. Böylece atıkların çevreye zararlı etkilerini engellemiş olurken, diğer taraftan da hem geri dönüşümle ekonomiye büyük katkılar sağlanır hem de üretilen elektrik enerjisi de ülkenin enerji açığını da kapatmaya yardımcı olacaktır.” yorumunda bulunuyor.
”GELİŞMİŞ VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER GİBİ DAHA FAZLA DESTEK VERİLMELİ”
Usta, biyokütle enerjisi kaynaklarının çok avantajlı olduğunu ve YEKDEM tarafından belirlenen alım fiyatlarının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini şu sözlerle ifade ediyor. ” Bu gelişmelerle birlikte, yerli biyokütle tesisi projeleri yurtiçi cazibesini kaybetmiş ve potansiyel yurtdışı ülkelere kaymıştır. Projeler ülkemizde, gelişmiş ve gelişmekte olan diğer ülkeler gibi daha fazla destek görmeli.”
”TÜRKİYE GENELİNDE 31 KENTİN 73’ÜNDE BES’LER ÜRETİM YAPIYOR”,
Enerji Sanayicileri ve İş adamları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, Türkiye genelinde 81 kentin 73’ünde Biyokütle Enerji Santralleri (BES) üretim yaparken, yerel yönetimlerin son yıllarda artan farkındalığının etkisi ile kurulu güçte son yıllarda dikkat çeken bir artış yaşanıldığını ifade ediyor.
ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Kalaycı, BES’lerde artan kurulu gücün etkisini şöyle vurguluyor:
”Bu farkındalığı artıran unsur hiç kuşkusuz yerel yönetimlerimiz oluyor. Başta Büyükşehir Belediyelerimiz olmak üzere yerel otoriteler, her türlü evsel ve endüstriyel atığın ‘çöp’ değil birer ‘enerji kaynağı’ olduğunu anladıkça daha fazla BES’in devreye alınacağını düşünüyoruz. BES’lerde üretilecek her megavat elektrik, enerji ithalatımızı azaltırken, başta evsel atıklarımızın enerjiye dönüşümünün sağlanması ile çevreye verilen etkinin azalması anlamına da geliyor. ”
”TÜRKİYE’DE BİYOKÜTLE ENERJİ KAYNAKLARI POTANSİYELİ 10 BİN MW”
ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Kalaycı, BES’lerin, Türkiye’nin yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarında adeta dokunulmamış hazine görüntüsü verdiğini ifade ederek kaynaklarla ilgili olarak ”ülke potansiyelimizin en az 10 bin MW olduğunu düşünmekteyiz” yorumunda bulunuyor.
TÜRKİYE’DE HANGİ İLLERDE DAHA ÇOK BİYOKÜTLE KAYNAKLI ELEKTRİK ÜRETİM TESİSİ VAR?
Türkiye’nin Biyükütle enerji kaynaklı üretim tesislerinin güncel rakamıyla ilgili bilgi veren ENSİA YKB Kalaycı,” BES’lerde kurulu gücümüz, Mart 2022 itibarıyla 1.958 MW olurken; kurulu güç sıralamasında İstanbul 264,5 MW ile ilk sırada yer alıyor. İstanbul’u 132,4 MW ile Ankara, 88,4 MW ile İzmir, 81,6 MW ile Balıkesir ve 81,5 MW ile Samsun izliyor.”
Yenilenebilir enerji dosyamızın bu bölümünde Biyokütle Enerji Santralleri’ni (BES) ele aldık. Yatırımcılar ve sektördeki paydaşlarla yaptığımız görüşmeler çerçevesinde Türkiye’nin BES yatırımlarına uygun bir ülke olduğu ancak YEKDEM’in sağladığı katkıların daha da fazla artırılması gerektiğini söylemek mümkün.
Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi için 2035’e kadar BES yatırımlarını artıracak çözümler bulması gerekiyor. Türkiye’nin BES’teki kurulu gücünü artırmak ve yeni yatırımlar için YEKDEM’in daha iyi işletilmesi ve yatırımcı için daha cazip hale gelmesi gerekiyor.