ABD Başkanı Fed Başkanını Görevden Alabilir mi?

Amerika Birleşik Devletleri’nin 47. Başkanı Donald Trump, EKOTÜRK’teki köşemizin başrolünde olmaya devam ediyor…

‘Mr. President’ tüm dünyayı meşgul etmeye devam ediyor. Bu vesileyle özellikle sosyal medyadan yazanlar da bir nevi beni. Mesele ekonomi olunca en çok sorulanlar Trump ve Powell ikilisi…

Yazının başlığını oluşturan sorunun iki türlü cevabı var. ABD Başkanı, Amerikan Merkez Bankası (Fed) Başkanını görevden alabilir mi? Teknik olarak hayır, kolay değil.

Anayasal ve siyasi yanıt: Evet gibi görünse de bedeli çok ağır olur…

Fed Başkanı: Güçlüdür Ama Siyasetin Parçası Değildir — En Azından Kâğıt Üzerinde

Fed Başkanı, ABD Başkanı tarafından atanır ve Senato tarafından onaylanır. Görev süresi dört yıldır. Ancak kabine üyelerinden farklı olarak, Fed Başkanı görevine başkanın keyfine bağlı olarak devam etmez. Yani Başkan, onu canı istediği zaman görevden alamaz.

Fed yasaları, başkanın sadece “haklı bir gerekçeyle” görevden alınabileceğini söyler. Ancak bu gerekçe, “politik görüş ayrılığı” anlamına gelmez. Genellikle etik ihlal, görevi kötüye kullanma ya da ciddi sağlık sorunları gibi sebepler kastedilir.

Bu gri alan yıllardır Fed’in bağımsızlığını koruyan bir kalkan işlevi görmüştür. Ve bu bağımsızlık, sadece teknik bir detay değil; aynı zamanda ABD dolarının küresel güvenilirliğini ayakta tutan temel unsurdur.

Trump vs Powell

Şimdi gelelim Donald Trump’ın ilk başkanlık dönemine. İşte bu bağımsızlık ilkesi belki de ilk kez bu kadar açık şekilde test edildi.

Trump, 2017’de Jerome Jay Powell’ı FED Başkanlığına atadı. Ancak aralarındaki uyum kısa sürdü. Fed, 2018-2019 döneminde faiz artırımlarına gidince Trump öfkelendi. “Ekonomimizin tek sorunu Fed,” dedi, Hatta Powell’ı, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’le aynı cümlede “düşman” olarak andı. Trump’ın hukuk danışmanlarına, Powell’ı görevden alıp alamayacağını ya da Fed içinde daha az yetkili bir pozisyona indirip indiremeyeceğini sorduğu medyaya yansıdı. Ancak danışmanları, Trump’a böyle bir adımın hukuki riskleri ve piyasalarda yaratacağı kaos nedeniyle geri adım attırdı.

Powell ise istifa etmeyi hiç düşünmedi. Bir basın toplantısında, “Trump sizi görevden almak isterse istifa eder misiniz?” sorusuna “Hayır” cevabını vermişti.

Picture background

Bugün Ne Durumda?

Powell’ın ikinci başkanlık dönemi Mayıs 2026’da sona erecek.

Ancak Trump’a yakın isimler, şimdiden Fed’in yapısını değiştirerek başkanlık ajandasına daha uyumlu hale getirme fikrini dillendiriyor. Özellikle faizlerin düşürülmesi gibi adımlar, 2028 seçimlerine giden yolda ekonomik büyümeyi hızlandırmak için gündeme gelebilir.

Trump bir kez daha Powell’ı görevden almaya ya da yerine sadık isimleri getirmeye çalışır mı? Muhtemel. Ama bu kez de hukuken belirsiz, politik olarak riskli bir yol olur.

Picture background

Trump “Hiçbir fikri olmayan bir ahmak”

Son açıklanan faiz kararında faiz oranı sabit tutuldu ve bu karar Trump’ı çıldırttı.

Trump, sosyal medya platformu Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda Fed Başkanı Powell’ı hedef aldı.

ABD Başkanı Trump, “‘Çok geç’ Jerome Powell, hiçbir fikri olmayan bir ahmak. Bunun dışında onu çok seviyorum. Petrol ve enerji düştü, neredeyse tüm maliyetler (market ve yumurta) düştü, neredeyse enflasyon yok, tarife parası ABD’ye akıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Powell, “Başkanın ya da başka kişilerin çağrıları, bizim görevimizi yerine getirirken dikkate aldığımız unsurlar değil” açıklamasını yaptı ve “Politika faizini şu anda iyi bir yerde görüyoruz. Acele etmemize gerek yok. Tarifelerin etkilerini ilerleyen haftalarda daha iyi görebileceğiz” ifadelerini kullandı.

Picture background

ABD Başkanları ve Fed Başkanları Arasındaki Gerginlikler

Trump, Fed Başkanı’na kızan ilk başkan değildi;

Lyndon B. Johnson, faiz artırımı yaptığı için Fed Başkanı William McChesney Martin’i Teksas’taki çiftliğine çağırıp fiziksel olarak üzerine yürüdü. Martin geri adım atmadı.

Richard Nixon, 1970’lerde Fed Başkanı Arthur Burns üzerinde yoğun baskı kurdu ve düşük faiz politikasını dayattı. Bu politika enflasyonu azdırdı ve ABD ekonomisi yıllarca bunun bedelini ödedi.

Ama başkanların hiçbiri Fed Başkanlarını görevden al(a)madı. Baskı yaptılar, tehdit ettiler ama yasayı çiğnemediler.

Bir Amerikan Başkanı, Fed Başkanı’nı görevden almayı deneyebilir. Ama bu hamle, sadece bir kişiyi değil, ABD ekonomisinin uluslararası güvenilirliğini riske atar.

Beyaz Saray’da Bir Ulukaya

Amerika’ya ilk geldiğimde herkesin Dr. Mehmet Öz’ü tanıdığını bizzat görmüştüm. Amerika’da Türk kökenli denince akla gelen ilk isim uzun yıllar boyunca Dr. Öz oldu. Gerçi onun Türk kökenli olduğunu bilen Amerikalıların sayısı oldukça az.

Son yıllarda ise en çok öne çıkan marka şüphesiz Chobani. Ancak Hamdi Ulukaya’yı sadece Chobani markasıyla anmak haksızlık olur. Kurduğu imparatorluk her geçen gün büyüyor, yatırımlarını farklı alanlara da yayıyor.

Ulukaya’yı Biden döneminde Beyaz Saray’da sık sık görüyorduk; Demokratlarla oldukça yakın bir ilişkisi vardı. Ancak geçtiğimiz günlerde bu kez Trump’ın davetlisi olarak Beyaz Saray’daydı. Başkan Trump, ABD’de milyarlarca dolarlık yatırım yapan 23 büyük şirketin yöneticilerini ağırladı.

Bu isimler arasında, ABD-Türkiye İş Konseyi Başkanı ve Chobani’nin Kurucusu ve CEO’su Hamdi Ulukaya da yer aldı. Trump, toplantıda ABD’ye yatırım yapan şirketleri ve yöneticilerini tanıttı, Ulukaya’ya teşekkür ederek Chobani’nin Amerikan ekonomisine sağladığı katkıları özellikle vurguladı.

Bugüne kadar Chobani, ABD’de toplam 1,7 milyar dolarlık yatırım yaptı. Bu tutarın 1,2 milyar doları New York eyaletinin Rome kentinde kurulan yeni üretim tesisine, 500 milyon doları ise Idaho eyaletinin Twin Falls şehrindeki mevcut fabrikanın genişletilmesine ayrıldı.

Dünyanın en büyük yoğurt fabrikası bugün Idaho’da bulunuyor. Hatta ABD Kongresi’nde, Idaho Senatörlerinin ofislerine girdiğinizde, buzdolabında Chobani yoğurtları ikram ediliyor.

Erzincan’dan Beyaz Saray’a uzanan bu başarı hikayesiyle adını tarihe yazdıran Hamdi Ulukaya’yı gönülden kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Giresun’un Amerika’daki Gururu!

Yazımızın sonunda biraz Beyaz Saray’dan uzaklaşalım ve yaklaşık 20 dakikalık bir mesafeye, Washington’un komşusu Virginia eyaletine uzanalım. California Language Academy (CLA), Tysons Corner yakınlarında yeni bir şube açtı.

Geçtiğimiz günlerde bu açılışa ben de katıldım. Sadece bir gazeteci olarak değil, aynı zamanda bir dost olarak oradaydım. Washington’a taşındığımda tanıdığım ilk insanlardan biri Hasan Altuntaş’tı. Hasan kardeşim, kendi emeğiyle sıfırdan çabalayarak koronavirüs dönemini fırsata çevirdi; bir dil okulunu devraldı, şubeleşti ve şimdi de üniversite girişimiyle güzel işlere imza atıyor.

CLA, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın SEVIS (Öğrenci ve Değişim Ziyaretçi Programı) onayına ve ACCET akreditasyonuna sahip. Washington Metropolitan Bölgesi’nde dijital altyapısıyla donatılmış sınıfları, yüksek öğrenci kapasitesi ve küresel iş birlikleriyle kaliteli bir eğitim markası olmayı hedefliyor.

Los Angeles, San Diego ve San Francisco’daki şubeleriyle birlikte YÖM Global çatısı altında faaliyet gösteren CLA, şimdi de Virginia’da uluslararası öğrencilere yönelik dil eğitimi sunmaya başladı.

16 yıllık eğitim tecrübesini hem Amerika’da hem de Türkiye’de yaptığı yatırımlarla her geçen gün büyüten Hasan, tanıdığım ilk günden bu yana yardımseverliğinden hiçbir şey kaybetmedi. Türk Amerikan toplumunun önde gelen isimlerinden biri haline gelen Hasan kardeşim, nerede bir Türk görse karşılık beklemeden yardımcı oluyor; Türk etkinliklerine destek vererek köklerini hiçbir zaman unutmuyor.

Yeni okulun hayırlı olsun Hasan kardeşim. Bol öğrencili, bol başarılarla dolu bir yolculuk diliyorum!