Borç dağının tepesinde silahlanma yarışının faturası yine halka kesilecek 

Gelişmiş ekonomilerin siyasetçileri, dönüp dönüp halklarının ne kadar borçlu olduğundan dert yanıyor. 14 yıldır kemer sıkma politikaları ile yönetilmiş İngiltere’de kamu borcu alarm veriyor. Fransa’da siyasi ve ekonomik krize başbakan dayanamazken, ABD’de hükümetin kapanmasında üçüncü haftaya gelinmesiyle ülkede kamu hizmetleri ciddi şekilde aksamış vaziyette.The Economist dergisinin 18 Ekim 2025 tarihli kapağında ise fırtınalı bir okyanusun ortasında, can yeleği ile kurtulmayı bekleyen biri var; kapaktaki başlık ise şöyle: “Yaklaşmakta olan borç krizi.”Çok ilginç bir dönemden geçiyoruz gerçekten. Halk adına kararlar vermesi için seçilen siyasetçilerin dünya ekonomisini getirdiği nokta ortada. Giderek artan gelir adaletsizliğine ek olarak, artan kamu borçlarında faturayı yine halka çıkarıyorlar. 2008 krizini ve salgın sonrasında devam eden muhteşem servet kaymasından ise kimse bahsetmek istemiyor. Halbuki toplam borç yerine kamu kaynaklarının kimlere nasıl gittiğini izlesek, soruştursak servet kaymasının da şifresini kıracağız; ama ne çare. Kamu kaynaklarını saçıp savuranların şimdi şapkasından hangi vergiyi çıkaracağını hep birlikte izliyoruz.

Yeni Dünya Düzeni: Borçlan ve Silahlan

Uluslararası Para Fonu (IMF), bu hafta Washington’da düzenlenen yıllık toplantısı sırasında küresel borçluluk oranlarına ilişkin önemli bir uyarıda bulundu. IMF’ye göre dünyada küresel kamu borcunun GSYH’ya oranı 2029 yılına kadar %100 seviyesine ulaşacak.Dünyanın çıldırmışcasına savaş endüstrisine yatırım yapmasına bakmayın; esasında dünyanın en gelişmiş ekonomileri tam bir borç dağının tepesinde oturuyor ve bu hiç de sürdürülebilir bir durum değil.
G-7 ülkeleri içerisinde kamu borcunun GSYH’ya oranı şöyle: Japonya’da %254,6, Kanada’da %110,8, Fransa’da %113,1, İtalya’da %135,3, İngiltere’de %101,3, ABD’de %120,8 ve Almanya’da %63,9.IMF projeksiyonlarına göre İngiltere’de kamu borcunun GSYH’ya oranının %105,9’a yükselmesi bekleniyor.
Gelişmiş ülkelerde görülen borçluluk oranları, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana görülen en yüksek seviyelerde seyrediyor.

Fransa: Ekonomik Krizin Fragmanı

Geçtiğimiz haftalarda Fransa’da yaşananlar, aslında filmin fragmanı niteliğinde. İki yılda beş başbakanla ekonomi programını yönetmeye çalışan Macron başarısız oldu.
Hükümet, artan kamu borcunu ve bütçe açığını azaltmak için sosyal harcamalarda kesintiler yapmak ve emeklilik yaşını yükseltmek isteyen Macron yönetimine karşı sert şekilde sesini yükseltti.Plana göre Fransa’da hükümet, halkın üzerinden 44 milyar euroluk tasarruf yapacaktı.
Ancak şimdi bu planın uygulanabilirliği tartışmalı. Lacarnu hükümetinin emeklilik reformunu rafa kaldırdığı konuşuluyor.

İngiltere Süper Zenginden Vergi Almayı Hatırladı

14 yıldır kemer sıkma programıyla altyapı ve sosyal harcamaları kısıtlanan İngiltere’de de tablo karanlık.
İngiliz ekonomisi “iki ileri, bir geri” giderken, kamu borcunun GSYH’ya oranı %100’ü aşmış durumda.İngiliz hükümetinin, daha Nisan ayında yaptığı bütçede şimdiden 50 milyar sterlin açık verdiği tahmin ediliyor.
Uzun süredir, 26 Kasım’da açıklanacak olan yeni bütçe düzenlemelerinde hangi vergilerin getirileceği tartışılıyor.Sonunda Pandora’nın Kutusu’nu İngiltere Maliye Bakanı Rachel Reeves açtı. Reeves, bütçede en zengin kesimden daha fazla vergi alınacağını belirtti. Bu bir değişimin göstergesi olabilir. Çünkü 14 yıldır kemer sıkma tedbirleri altında ezilmiş halk, daha fazla vergi yükünü kaldırabilecek durumda değil.2022 yılı itibariyle artan enerji fiyatlarının altında ezilen halk, kış aylarında kendini ısıtmakta ve önüne bir kap yemek koymakta zorlanıyor.
Siz şaşalı Instagram fotoğraflarına bakmayın; İngiltere’de kartpostal karelerinin dışında yaşanan hayatlar, herhangi bir üçüncü dünya ülkesini aratmıyor.Halkın, iki partili sistemden uzaklaşıp yeni siyasi partilere yönelmesinin altında da bu yatıyor.

Servet Vergisi Kapıda mı?

Hem İngiltere’de hem de Fransa’da uzun zamandır servet vergisi tartışılıyor.
Halk, kamu kaynaklarının savurganca kullanılmasına ve gelir adaletsizliğinin katmerlenmesine karşı sesini yükseltmeye başlıyor.2020’den bu yana daha da zenginleşen süper zenginlerin, teknoloji devlerinin ve enerji şirketlerinin ne zaman adil şekilde vergilendirileceği merak konusu.
Kamu borçları, alt ve orta gelir grubunun tepesine binerek ödenemez.
Örneğin, İngiltere’de engellilere yapılan yardımları 5 milyar sterlin azaltarak kamu borcunu düşüremezsiniz. Mevcut kamu borcunun sadece faizi 100 milyar sterlin seviyesinde.Artık siyasilerin şapkalarını önüne alıp düşünme zamanı.Aman Dikkat!Toplum ve ekonomi, tıpkı madde gibi bir noktaya kadar esnektir.
Bir sınırı aştığınızda sistem kırılır, dağılır.
Batı ekonomileri gelir adaletini dengeleyici politikalar oluşturamazsa, çok ciddi toplumsal patlamalar yaşanabilir.Buna hazırlıklı olmalı ve daha adaletli politikalar uygulayarak önlemleri şimdiden almalıyız.
Fransa’daki gelişmeler sadece bir fragman.Gelecek hafta sizlere gelir adaletsizliğinin son yıllarda nasıl arttığını ve salgın sonrası servetin nasıl el değiştirdiğini anlatmaya çalışacağım.
O zamana kadar herkese güzel bir hafta sonu dilerim. Sağlıcakla kalın.