FED’İN DOLAR POLİTİKASI BÜYÜK RİSK TAŞIYOR

ABD Merkez Bankası FED, 2008 sonundaki mortgage krizi öncesi emisyondaki Dolar 600-800 Milyar Dolar arasında iken, yaşanan kriz sonrasında verdiği likidite ile emisyonu 6 Trilyon Dolar’ın üstüne çıkartmıştı. Kaldı ki, o zaman yaşanan finans krizinin ekonomilere yansıması idi. Arz-talep şartlarında zorunluluk bozulmaları yoktu. Şirketler üretme imkanına sahiplerdi. İnsanlar da tüketme, harcama imkanına sahiplerdi. Sadece finans krizinin psikolojik korkularını gidermek gerekiyordu. Bunu da piyasaya para vererek, kamulaştırmaları yaparak, borçlardan silerek, benzer hamlelerle sistemi yeniden rayına sokarak çözmüşlerdi.

Şimdi ise yaşanan salgın krizinin çok farklı bir boyutu var. İnsanlar eve kapanmak zorunda kaldılar. Sosyal, ekonomik faaliyetler durdu. Uçaklar uçamıyor. Ülkeler, şehirler, hatta sokaklar içinde bile dolaşmak yasak. İnsanların eve kapanmak zorunda kalması tüm tüketim, üretim faaliyetlerini değiştirmiş durumda. Sağlık, gıda, telekominikasyon alanları dışında neredeyse diğer tüm sektörlerdeki üretimde çok büyük kayıplar yaşanıyor. Zorunlu tüketim dışında tüketim bu denli sert düşünce, doğal olarak da üretim durmuş durumda.

İşten çıkartmalar arttı. İnsanlar işlerini, şirketler gelirlerini, ülkeler de vergi geliri dahil tüm gelirlerinde doğal olarak çok büyük kayıplar yaşıyorlar. Hal böyle olunca da, şirketlerin bu dönem bitene kadar ayakta kalması, batmaması, bankaların likidite sorunu yaşamaması, kişilerin aç açık kalmaması için de ülke yönetimleri imkanlarına, hazinelerinin ve paralarının gücüne göre ülkelerini fonluyorlar. ABD neredeyse 6 Trilyon Dolar civarında destek, teşvik, finans paketi açıkladı. Avrupa ülkelerinde de benzer şekilde parasal fonlamalar yapılıyor. Kanada, Japonya, Çin herkes para saçıyor. Tabii özellikle ABD ve ECB’de para basılarak bunların yapıldığını söylememe gerek yok sanırım.

Türkiye de sahip olduğu kaynakların sınırlı kalması nedeniyle bu ortamda likidite yaratmaktan ziyade, vergilerde ötelemeler, kredi ödemelerinde ertelemeler, vergilerdeki kdv gibi oranlarda indirimlerle destekler vermeye çalışıyor. Tabii kısa çalışma ödeneği ve zorunlu kapanan işletmelerin üç aylık personel maaşlarının ödenmesi gibi destekler açıklandı ama bunların yetersiz kaldığı kesin. En basiti vatandaşın bu dönem için elektrik, su faturaları devlet tarafından karşılanacak denebilirdi mesela. Ülkemiz için çok önemli olan turizm sektörü tümden kriz içinde. Seyahat acenleri, hava yolu şirketleri, tüm oteller, turizme çalışan hizmet, üretim, gıda tedarikçileri, kesme çiçek seraları hepsinde işler durmuş durumda. Birçoğunda batışlar el değiştimeler kesin gibi görünüyor.

İşte tüm bunlara rağmen ise, dünya genelinde ülkeler vatandaşlarına her türlü finansal destekleri açıklarken, onların  gelirlerinin büyük bir kısmını karşılıksız vereceklerini söylerken, biz ise Kurtuluş Savaşı dönemini örnek göstererek vatandaştan parasal destek, katkı istiyoruz. Tabii olan imkanları dahilinde devletinin ihtiyacı olduğu zaman destek versin. Bundan güzel ne olabilir. Lakin keşke öncesinde devlet harcamalarında da daha az savurgan olup, TCMB yedek akçeleri dahil zor günlerde kullanılacak kaynakları tüketmemiş olsaydık. Hatta bu günler için çok daha fazla tasarruf yapabilseydik.

Malaesef bu tablo içinde, asıl Mart’la birlikte başlamasını beklediğim kötü veri dönemine de girmiş olduk. Açıklanan bütçe dengesinde 40.5 Milyar bütçe açığımız görülüyor. Dünya genelinde para saçılırken faizler düşmeye devam ediyor. ABD 2 yıllıklarındaki faizler % 0.26 seviyelerinde olmasına rağmen tahvillerimizde dolar bazında oldukça yüksek faiz vermemize rağmen, yabancının tahvil ve hisse satışı sürüyor. CDS’lerimiz biraz geri gelmiş olmasına rağmen şuan 615 seviyelerinde bulunuyor. Bu denli CDS notlamasının karşılığı ülkenin 4-5 yıl içinde temerrüte düşmesinin kaçınılmaz olması riskinden kaynaklandığını düşünürsek, bizim için de sıkıntı olduğunun herkes tarafından bilinmesi gerek.

FED Para Saçmaya Başladı!
İşte böyle bir ortamda bizim gibi birçok gelişmekte olan ülke de aynı olmasa da, ciddi finansal krizler yaşıyorlar. Bu nedenle ABD tahvillerine ve ABD Dolar’ına yöneliş sürüyor. İşte böyle bir zamanda yaşanan dünya genelindeki likidite ihtiyaçları için ABD Merkez Bankası FED, ABD dışındaki ülkere de para musluklarını açtı! Elinde ABD tahvili olanlara bu tahviller karşılığında Dolar verebileceğini açıkladı. Bu yetmedi, tahvili olmayanlara da swap vs gibi araçlarla para verebileceğini açıkladı.

İşte ABD ve dünya borsalarındaki yükselişlerin en büyük nedeni arasında bu gelişmeyi de başta sayabiliriz. Ama ben bu durumun yarattığı etkinin kalıcı olmasını beklemiyorum. Çünkü dünyayı paraya boğuyor ama insanları normal hayatlarına döndüremiyorsanız, evde kalma dönemi uzuyorsa bir süre sonra paranın da yetmeyeceği görülecektir. Esas olan virüse çarenin bulunduğu haberin bir an önce gelmesi olmalıdır. Asıl bu yöndeki gelişmeler dünya için kalıcı pozitif yansımalar yaratacaktır. Yoksa diğer bir pozitif etki olan brent petrol fiyatlarında yükseliş, OPEC’in üretimde kısıntıya gitmesi gibi gelişmeler ise geçici iyimserlik nedenleri olarak kalır. Gördüğünüz gibi, uçaklar, taşıtlar yerinden çıkamazken, fabrikalar üretmezken üretimi kısıtlansa da, üretilen petrolü kim nasıl tüketecek. Petrol üreticileri stoklarını fullemiş durumdalar.

BİST ve Türkiye için Durum Nedir?
İşte yukarıda anlattığım gelişmelerle, özellikle de FED’in para musluklarını dünya için de açmış olması nedeniyle BİST’de kısmen dünyaya uyan bir pozitif etki görüyoruz. Ama bu etki henüz borsamızın ana sektörü bankalara yansımış değil. Yabancı her fırsatta satmaya devam ediyor. Sattığını da alıp çıktığı için, kurlardaki yükseliş sürüyor.

FED’in para çağrısı konusunda ise, bizdeki durum şöyle! TCMB rahip brunson, Halkbank ve S400 yaptırım riskleri nedeniyle 2017 sonunda ABD FED’de tuttuğu 60 Milyar Dolar’ın üstündeki ABD tahvil stoğunu, ara dönemde hızla satıp karşılığında altın alımına yönelmiş. ABD tahvillerindeki stoğu 3 Milyar Dolar’ın altına inmiş. Park yeri olarak FED’den çıkıp bir ara Londra’yı adres seçmiş. Ama son durum olarak bu kaynaklarımızı daha ziyade altın olarak ülkemize getirmişiz.

İşte bu nedenle ABD tahvilimiz neredeyse kalmadığı için FED’in getirin dolar vereyim çağrısı cevapsız kalıyor. Ama swap benzeri imkanlarla Dolar anlaşması yapma imkanı halen var. Ülke olarak bunu yapar mıyız, ne şartlarda yaparız, ne kadar bir Dolar finansmanı kullanmak isteriz bunun kararını ülkeyi yöneten siyasilerimiz vereceklerdir.

Ama kesilen vergi dahil devlet gelirleri nedeniyle likidite sıkıntımız olduğu kesin. Dövizdeki gidiş böyle devam ederse başka sıkıntılar yaşayacağız. Kur 6.86 üzerinde gidecek olursa, yeniden 7.20’lere doğru bir yöneliş riski taşıyabilir. Maalesef kurdaki bu yükselişe rağmen DTH’larda istenilen çözülme de olmuyor.Eğer bu ortamda bir dış finansman kaynağı açıklanmazsa karşımızda likidite-kur riskinin de olabileceği görüşündeyim.

İşte böyle bir ortamda BİST için gelinen 94 Bin üstündeki seviyelerin ciddi dirençler olacağı görüşündeyim. Dün yaşanan  gibi kar satışları heran artarak yaşanabilir. Dünya borsalarındaki brent ve FED kaynaklı yükselişlerin de dirençlerde olduğu görüşündeyim. Virüsün tedavisi bulundu normal hayata dönebilirsiniz açıklamaları gelmedikçe, yaşanan kar satışları bir süre sonra yeniden daha derinleşen satışlara da dönebilir. Kısacası esas olanın virüs sorunudur. ABD ve BİST için teknik seviyeleri sitemdeki tablolarda bulabilirsiniz.

ABD FED karşılıksız para basımının ekonomisi için risklerini azaltmak nedeniyle, dünyayı da fonlayarak ABD tahvillerine ilgiyi koruyor. Böylece katlanan Dolar emisyonu IMF kredileri, ABD tahvilleri ve swaplar karşılığında dünya ülkelerine da pay ediliyor. Ama virüs sorunu bittiğinde ülkelerden bu paralar yeniden geri dönmeye başladığı zaman, ABD’nin yarattığı emisyon seviyesinin riskleri görülecektir. İşte ben bu dönem gelince ons altının öne çıkacağını düşünüyorum.

Kur ve CDS’lerimizdeki yükseliş sürdükçe BİST için de büyük bir engel olduğunu biliniz. IMF, ECB veya FED ile swap karşılığı bir fonlama anlaşması çıkmadan bu yükselişleri durdurmakta zorlanacağımız görülüyor. IMF’e karşı olduğumuz net. Eğer ABD Dow endeksi 22.239 desteğinde tutunur yeniden 23.800’e yönelirse ne ala. Yok destekte tutunamazsa bu takdirde 21.700 – 21.300’e doğru kar satışlarının devamı gelir. Bu yaşanırsa, BİST de birkaç günde aldığını geri verecektir. Ama yurt dışı bir fon anlaşması haberi gelecek olursa, bu takdirde kurlarda düşüş ve BIST’de de 99.000’lere doğru tamamen teknik bir alım dalgası daha görülebilir. Ama bunların virüs sorunu sürdükçe her seferinde yeni satış fırsatı yaratacağı görüşündeyim. Tüm bu riskleri bilmenizi isterim.

Hepinize önce sağlık, sonra bol kazanç diliyorum.

Saygılarımla