Türkiye’nin tekstil devi çökerken 289 firma konkordato ilan etti

Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sanayisi, Osmanlı’dan bu yana Avrupa pazarlarının vazgeçilmez tedarikçisi olurken, bugün tarihinin en büyük darboğazlarından birini yaşıyor. Yüksek enflasyon, enerji ve işçilik maliyetlerindeki artış, kur baskısı ve hammadde fiyatlarındaki yükseliş, sektörü adeta kilitledi.

2025 yılında 289 tekstil firmasının konkordato ilan etmesi, krizin ne kadar derinleştiğinin somut bir göstergesi oldu.

TARİHİ VİTRİNİN ÇÖKÜŞÜ

Bir zamanlar dünyanın altıncı büyük hazır giyim ihracatçısı olan Türkiye, hem Avrupa Birliği (AB) hem de ABD pazarında güçlü bir aktör konumundaydı. Ancak son yıllarda, artan maliyetler nedeniyle siparişler Mısır, Bangladeş ve Vietnam gibi düşük maliyetli ülkelere kaydı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) yetkilileri, ülkenin “rekabet gücünü kaybettiğini” belirterek, özellikle döviz baskısı ve enerji maliyetlerinin firmaları üretimden uzaklaştırdığını vurguluyor.

İHRACAT DÜŞÜŞTE, İTHALAT YÜKSELİŞTE

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) verilerine göre, 2025’te hazır giyim sektörünün dünya pazar payı 35 yıl sonra ilk kez %3’ün altına geriledi. Yıl sonunda ihracatın 17 milyar dolara inmesi, ithalatın ise 5 milyar dolara dayanması bekleniyor.

Son üç yılda yüzlerce şirket kapanırken, sektördeki toplam istihdam kaybı 322 bini buldu.

MISIR YENİ ÜRETİM ÜSSÜ OLDU

Türk şirketleri, özellikle büyük ölçekli üretimlerini Mısır’a taşıyor. Bunun en önemli sebebi, Mısır’ın ABD ve AB pazarına kotasız satış imkânı ve düşük maliyet avantajı. TOBB Hazır Giyim Meclisi Başkanı Şeref Fayat, işçilik maliyetlerinin 400-500 dolardan 1200 dolara çıkmasının sektörü Mısır’a yönlendirdiğini belirtiyor.

Fayat, 2026’nın ikinci yarısından itibaren faiz ve enflasyonun gerilemesiyle Türkiye’nin yeniden hızlı teslimat ve kaliteli üretimle öne çıkabileceğini, ancak bu toparlanmanın kısa vadede mümkün görünmediğini dile getiriyor.

“BİZİ GÖZDEN Mİ ÇIKARDILAR?”

Laleli Esnaf ve Sanayiciler Derneği Başkanı Giyasettin Eyyüpkoca ise tabloyu “var olma savaşı” olarak tanımlıyor. Fabrikaların kapanması, işçi çıkarımları ve üretimdeki daralma karşısında sektör temsilcileri, hükümetten kur politikasında değişim, daha geniş teşvikler ve enerji maliyetlerinde destek talep ediyor.

Eyyüpkoca’ya göre, rakip ülkelerle işçilik ve hammadde maliyet farkı kapanmadan sektörün ayağa kalkması kolay değil.

SEKTÖRÜN TALEPLERİ

  • Döviz kurunun rekabeti destekleyecek seviyeye çıkarılması

    1. ve 6. bölge teşviklerinin genişletilmesi

  • Enerji ve işçilik maliyetlerinde devlet desteği

  • Katma değerli üretim ve markalaşmaya dayalı yeni stratejiler

Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörü, yüzbinlerce kişinin iş kaybına uğradığı bu süreçte, geleceğini yeniden şekillendirmek için kritik bir yol ayrımında bulunuyor.